5 Ekim 2014 Pazar

Sona Kalan / Tess Gerritsen - Yorum

Herkesin yarası vardır, ama bazılarınınki daha belirgindir…

Bambaşka hayatlara ait Claire, Will ve Teddy adında üç masum çocuğun yolları bir anda, hiç beklenmedik bir trajediyle kesişir. Önce aileleri, ardından koruyucu aileleri katledilen bu çocuklar için artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Peki, onları bir araya getiren bu sarsıcı olaylar bir rastlantı mı yoksa birbirleriyle bağlantılı gerçeklerin önemli bir halkası mıdır?

Jane Rizzoli ile Maura Isles, katledilen ailelerle ilgili araştırmalarını derinleştirdikçe uzayan sır perdesini aralayabilecek, bu çocukları bekleyen korkunç kaderi değiştirebilecekler midir?


Sayfa Sayısı: 480
Baskı Yılı: 2014
Yayınevi: Martı Yayınları

Seri Adı: Rizzoli & Isles
Seri Sıralaması: 10/11
Goodreads Puanı: 4.05/5


_________________________________________________________

Claire,Will ve Teddy'nin bir ortak noktası var,üçünün de asıl aileleri ve koruyucu aileleri katledilmiş ve o katliamdan iki seferde de tek sağ çıkan onlar olmuş.Koruyucu ailesi en son katledilen Teddy sayesinde bu tuhaf olaylar zincirine dahil olan Jane Rizzoli ve Maura Isles bu olayların tesadüf olmadığına,işin içinde bir bit yeniği olduğundan neredeyse eminlerdir.Ellerinde kanıt olmadığı için bunu ispatlayamasalar da ikili,bunun peşini bırakmamakta ısrarlıdır.Kanıtları ararken öğrenecekleri bilgiler ise onları hiç beklemedikleri olaylara sürükleyecektir.

Rizzoli & Isles serisine ne kadar başlamak istesem de bir türlü başlayamıyordum.(Bir arkadaşım serinin tüm kitaplarını okumuştu ve  başlamam için sürekli başımın etini yiyiyordu,bunun da biraz etkisi olabilir tabii ki.)Geçenlerde Sona Kalan'ı D&R indiriminde görünce merakıma yenik düşüp aldım,Aslında serinin ilk kitabı Cerrah'la başlamak istesem de arkadaşım kitaplarda diğer kitaplara sadece küçük göndermeler yapıldığını ve aralarında o kadar da bağlantı olmadığını söyleyince elimdeki bu kitaba başladım.İyi ki de alıp,başlamışım.



Neden Tess Gerritsen okumaya bu kadar geç başladım hiçbir fikrim yok.Genelde fantastik,bilim kurgu okuduğumdan polisiyelerin beni sıkacağını düşünüyordum sanırım.Okumaya başlarken biraz ön yargılı olsam da daha ilk sayfalardan kitap beni içine çekti.Her sayfasını ayrı bir merakla okudum,Gerritsen'e de neden polisiye kraliçesi denildiğini anlamış oldum.

Kitabın dili aşırı derecede akıcıydı.Zaten kitabın her sayfasında olay bambaşka bir boyuta ulaşıyor.Okunulan her sayfayla birlikte katilin kim olabileceği hakkında şüpheleriniz artıyor,en olamayacak kişileri bile düşünüyorsunuz.

Seriye ilk bu kitapla başladığım için Jane ve Maura hakkında pek bir bilgim olmasa da ikisini de sevdiğimi söyleyebilirim fakat Jane'i daha çok sevdim çünkü çok kararlı ve tam anlamıyla bir cadı.Böyle kadın kitap karakterlerine ihtiyacımız var işte (sözüm size mızmız karakterler yazan yazarlar!!). Kitaptaki diğer karakterlerden de Claire'i en çok sevdim,yaşadığı olaylara rağmen güçlü duruşunu bozmuyor ve her ne kadar dışlansa da bununla başa çıkmayı iyi biliyor.Bazen kırıcı ve kaba olsa da kitaptaki favori karakterlerimden biri oldu.

Kitabın son 50 sayfasını çenem sürekli açık okudum,olayların seyri ve suçlular o kadar çabuk değişti ki neler olduğunu anlamak için iki kez okuduğum yerler bile oldu.

Kitabı genel olarak çok beğendim fakat bazı yerlerde karakterler arası geçişler o kadar hızlıydı ki kafam karıştı,o yüzden yarım puancık kırıyorum :D

Serinin diğer kitaplarını da kısa sürede edinmek istiyorum.Eğer hangi kitabı önce okumam gerektiği hakkında bir yorumunuz varsa yazımın altına yorum yapabilirseniz çok seviniriim.Ayrıca diziyi de izlemeye başlamak istiyorum,her ne kadar uyarlamalar hiçbir zaman beklentiyi karşılamasa da merakıma yenik düşeceğim sanırım :D 










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder