22 Mart 2015 Pazar

KVBT 5. Tur 2. Gün | Hançer - Ezgi Bağcı | Ön Okuma



Turun ikinci gününden herkese merhabaa! :D Bugün sizlerle kitabımızdan tadımlık bir bölüm paylaşacağım.Şimdiden iyi okumalar :3

Ayrıca eğer kitabı kazanma şansınız artsın istiyorsanız facebook sayfamızdaki çekilişe veya instagram sayfamızdaki çekilişe katılabilirsiniz  ^_^




 

21 Mart 2015 Cumartesi

Opposite Book Tag



Merhabaa!Uzun zamandır blogla pek ilgilenemiyorum ama yorum girmeye de çook üşeniyorum.Hazır bir tag için etiketlenmişken onu yapayım dedim ben de :D Davet ettiği için Kronik Okur'a teşekkür ederiim ^_^ 

1. Kitaplığındaki ilk kitap X En son aldığın kitap
Sanırım kitaplığımdaki ilk kitap Gülten Dayıoğlu'ndan Tuna'dan Uçan Kuş.Son kitap ise Emily Snow'dan Medcezir.

2. En ucuz kitap X En pahalı kitap
En ucuz kitap CNR Fuarı'ndaki DEX indiriminden aldığım Kiersten White'dan Paranormal.En pahalı ise Kristin Cashore'dan Sır.

3. Erkek kahramanlı bir kitap X Kadın kahramanlı bir kitap
Percy Jackson ve Uyumsuz.

4. Hızlı okuduğun bir kitap X Uzun sürede bitirebildiğin bir kitap
Cinder'ı sanırım 4-5 saatte bitirmiştim.Kemik Adamın Kızları'nı ise bitirmem 2-3 haftayı bulmuştu çünkü gerçekten çok sıkılmıştım.

5. Güzel kapak X Kötü kapak
Alaska'nın Peşinde'nin kapağına bayılıyorum ya ben.Uyuyan Güller'in kapağı ise hiç hoşuma gitmiyor :/

6. Yerli kitap X Yabancı kitap
Pabucumun Ajanı ve Duman ve Kemiğin Kızı.

7. İnce kitap X Kalın Kitap
Kitaplığımdaki en ince kitap Gençlerle Başbaşa (80 sayfa),en kalını ise Zümrüdüanka Yoldaşlığı (1114 sayfa)

8. Kurgu X Kurgu olmayan
Kördüğüm ve Beynimdeki Yangın.

9. Romantik kitap X Macera kitabı

Kitaplığımdaki romantik kitapları bir anlık gaza gelip almış olsam da çoğunu okumadım maalesef ki :D İçlerinden birini seçip Şahmelek diyorum :D Macera da Labirent:Ölümcül Kaçış olsun :D
10. Seni mutlu eden bir kitap X Seni üzen bir kitap
İkisine de John Green kitaplarıyla cevap vermek istiyorum :D Kağıttan Kentler'i okurken nedenini bilmediğim bir şekilde mutlu hissetmiştim :D Üzen kitap içinse çoğunuzun ne diyeceğimi bildiğini düşünüyorum,tabii ki Aynı Yıldızın Altında.Kalbimi paramparça etti John bu kitapla.


Ben de 1 Kitap Meselesi,Kitap Karavanı ve Febris'in Günlüğü'nü etiketliyorum ^^




KVBT 5. Tur 1. Gün | Hançer - Ezgi Bağcı (Alisa Samira) | Yorum + Çekiliş




Ölümdü… Bir gölge misali onu takip eden, aldığı her nefeste soğukluğuyla ciğerlerini dolduran ölüm. 'Maskesiz,' diye düşündü. Hançer maskesiz yaşayan bir ölümdü. Ve kadın... Ona doğru çekildiğini hissetti. Ufkun aslında bir uçurum olduğunu bilen minik bir serçeydi. Sonunun geldiğini hissetse de engel olamıyordu uçuşuna. İki sarmaşıktı ruhları, sarp kayalıklara tırmanmış, birbirine tutunan ve sonsuzluğa uzanırcasına sarılan… Dolandılar, birbirlerineydi bu aidiyet. Toprak yeşilde yalnızlığından kaçak, yeşil toprakta susuzluğuna damla. Ama kader ki, sarmaşıklara bir ruhu paylaşmak yazılmışsa, dolanmışlarken delicesine, kuruturlardı birbirlerini… Aşk bir yanda bembeyaz bir melek, bir yanda kalbe saplanmaya hazır bir Hançer'di. Tamamen siyahlara bürünmüş ve gecenin içerisinde kaybolmuştu. Kar maskesinin altından etrafını inceleyen koyu yeşilden griye dönen gözleri dikkatliydi. Bedeni her an harekete geçmeye hazır bir halde gerilmişti. Tetiğin ucunda tuttuğu parmağını saniyeler sonra kıpırdatacak ve hedefini indirecekti. Şu anda gözlediği hedefini…
(Tanıtım Bülteninden)




Sayfa Sayısı: 352
Baskı Yılı: 2015
Yayınevi: Postiga

__________________________________________________________________

Kitap Vampirleri'nin 5. turundan herkese merhabaaa! :D Bu turda Ezgi Bağcı'nın Postiga Yayınları'ndan çıkan Hançer kitabını konuk ediyoruz.Turu başlatanlardan biri olmak her zamanki gibi gerginlik yaratıyor üstümde :D Umarım kitabı hakkıyla yorumlayabilirim :D Hemen kitabın konusuna geçiyorum.

Melek hayatının sadece son beş yılını hatırlamaktadır.O beş yıldan öncesi hafızasından silinmiştir yaşadığı bir kaza yüzünden.Kaza sonucunda hastanede uyanan Melek,ana dilini dahi hatırlamaz ve baştan Türkçe'yi öğrenir.Adını bile bilmediği için ona takılan ad,yani Melek,onun adı olur geri kalan hayatı boyunca.Hastanede kaldığı iki zorlu yıl sonunda iki kişi ona kucak açar ve evlerine alır onu;Ahmet Amca ve Sevim teyze.Artık yeni ailesi onlar olur.Tabii bir de yakın arkadaşı Esra var,Esra onun doktoru aslında.Ama 5 senenin sonunda kardeş gibi olmuşlar.

Melek,yaşadığı yere iyice alışmışken hayatını tepetaklak edecek bir şey öğrenir.Üstüne üstlük gizemli bir yakışıklı olan Marco da hayatına girince işler iyice çığırından çıkar.Melek daha hayatını yeni yeni toparlamışken tekrardan paramparça olan hayatını düzene sokmayı başarabilecek mi acaba?Gerisi kitapta :D

Kitabın konusunun çook ilgimi çektiğini söylemeliyim başlamadan önce.Hatta tur için elime ulaştığında bazı nedenlerden dolayı başlayamamıştım ve kafayı yemiştim diyebilirim.Fırsatım olduğu ilk anda başladım Hançer'i okumaya ama doğru söylemek gerekirse ilk 120 sayfada falan baya sıkıldım.Belki benim ters bir dönemime denk gelmiştir bilemiyorum ama resmen o sayfalara kadar okumak için okudum diyebilirim.Ama sonradan gerçekten işler baya değişti ve kitap ekstra merak verici olmaya başladı.Genellikle okurken neler olacağını tahmin edebilmiş olsam da kitabın sonlarına doğru öyle bir yer vardı ki şoka girdim.Yani Hançer çok gizemli bir kitap.

Karakterlerin neredeyse hepsini sevdim.Favori karakterlerim ise Melek,Esra ve Alvino oldu.Belki Marco demediğim için şaşırmışsınızdır ama Marco'yu gerçekten pek sevemedim ya.Çok soğuk ve sert,aynı zamanda neredeyse hiç konuşmuyor.Ben Melek gibi konuşkan bir insan olduğum için kafayı yerdim herhalde Marco'yla.Melek'e helal vallahi,iyi dayanıyor :D

Melek,çok yardımsever,sürekli gülümseyen ve çok pozitif bir kız.Adıyla birebir uyumlu yani.Olaylar ne kadar kötüleşirse kötüleşsin sürekli pozitif bir yön bulup gülümsemesi çok hoşuma gitti benim.Keşke hepimiz sürekli gülümseyebilsek.

Esra ise,daha önce de söylediğim gibi,Melek'in en yakın arkadaşı.Onun çatlaklıklarına,Melek'e sürekli destek olmasına ve Alvino'ya karşı takındığı cadı haline bayıldım :D Tam benlik bir arkadaş yani. Alvino ise kitabın çapkın yakışıklısı.Marco'nun en yakın arkadaşı ama Marco'yla zıt karakterdeler.Konuşkan,esprili ve alaycı bir kişiliğe sahip.(Marco ise sessiz ve kesinlikle gülmeyen birisi,Adam GÜLMÜYOR!Pek sevmediğimi söylemiştim :P )  O yüzden kitaptaki sevdiğim erkek karakter Alvino oldu,üzgünüm Marco :D 

Kitap bana göre, 120-130 sayfadan sonra akıcı olmaya başlıyor.Bunun nedeni o sayfalardan sonra merak unsurunun artmış olması olabilir.Yazarın kullandığı dil çok hoşuma gitti benim.Oldukça etkileyici bir dil kullanmış,birçok alıntı buldum kitaptan bu sayede.

Kitapta bazı önemli olayların çok üstten anlatıldığını düşünüyorum.Devam kitabı olduğu için tam bir yorum yapmak istemesem de,çünkü belki diğer kitapta bahsediliyordur, keşke Melek'in hatırlama sahnelerinde biraz daha detaya girilseydi.Ayrıca olaylar bence biraz hızlı gelişti,özellikle kitaptaki ilişkiler için bunu söyleyebilirim.Bu ufak problemler dışında,gayet hoş zaman geçirerek okunabilecek bir kitaptı bence.

Facebook sayfamızda kitabı 1 kişiye hediye ediyoruuuz!Çekilişe ulaşmak için sizi şöyle alalım ^^.Yazının sonunda da rafflecopter çekilişi olacak,katılmadan geçmeyin derim ben :3

Katkılarından dolayı Postiga yayınları ve Ezgi Bağcı'ya çok teşekkürler.





a Rafflecopter giveaway

8 Mart 2015 Pazar

Çöküş ve Yükseliş - Leigh Bardugo / Yorum


Hepimiz ölürüz ama herkes bir amaç uğruna ölmez Güneşin Elçisi Alina, Karanlıklar Efendisi'yle yaptığı son savaştan mağlubiyetle ayrıldıktan sonra yeraltındaki tünellere, Beyaz Katedral'e sığınır. Oldukça zayıf düşmüştür ve güneş ışığı olmadığı için gücünü de çağıramamaktadır.Tek çare, eski haline kavuşana kadar Apparat'ın dediklerini yapmaktır. Malyen ve Grishaların gizli bir planla Apparat'ı kontrol altına alması,Güneşin Elçisi adına mücadeleyi daha da zora sokar. Alina'nın şimdi, Karanlıklar Efendisi'ni alt etmesi için gereken tek gücün anahtarı olan ateşkuşunu bulması gerekmektedir. Peki onu bulup üç büyüteci bir araya getirdiğinde, Karanlıklar Efendisi'yle yüzleşerek Karanlıklar Diyarı'nı yok edecek kadar kuvvetli olabilecek midir?

Sayfa Sayısı: 432
Baskı Yılı: 2015
Yayınevi: Martı Yayınları

Orijinal Adı: Ruin and Rising
Seri Adı: The Grisha
Seri Sırası: 3 / 3
Goodreads Puanı: 4.20 / 5



___________________________________________________


Merhabaaa,nasılsınız?Uzun bir süredir blogumla ilgilenemediğimin farkındayım fakat o kadar üşengeç bir ruh haline sahibim ki şu sıralar,kitap okusam da yorum giremiyorum bir türlü.Yorumunu girmem gereken 6-7 kitap var,hepsinin yorumunu girer miyim bilmiyorum ama aralarından Cinder,Scarlet ve Meleğin Düşüşü'nün yorumlarını girmeyi gerçekten çok istiyorum.Ayrıca dün CNR Kitap Fuarı'na gidebildim nihayet ve onun da yazısını girmek istiyorum,umarım üşengeçliğimi üstümden atabilirim.Neyse çok fazla uzatmadan bu muhteşem serinin üçüncü kitabının konusuna geçmek istiyorum.

-ilk iki kitabı okumayanlar için spoiler içerir




İkinci kitabın sonunda bildiğiniz gibi Alina,Karanlıklar Efendisi'yle yaptığı savaştan dolayı ağır yaralanıp,hatta güçlerini kaybetme noktasına gelip savaştan kurtulanlarla birlikte Apparat'ın himayesine girerek Beyaz Katedral'e sığınmıştı.Kitap da bittiği noktadan birkaç ay sonra,yani Alina'nın Beyaz Katedral'de gücünü toparlamaya çalışmasıyla başlıyor.

Alina,Apparat'ın her dediğini yapmak zorunda olduğu için aşırı bunalmış durumda.Ayrıca Azize kimliğini de korumaya çalıştığından sürekli ona inananların inancını taze tutmaya çabalıyor.Tabi bu sırada Apparat'ın baskısı üstünden hiç eksilmiyor.Hatta bu baskı öyle bir baskı ki,Alina'nın diğer Grishalarla görüşmesi bile yasak.Alina her ne kadar gücünü geri kazanabilmesi için yer altındaki katedralden kurtulup,ateş kuşunu bulmak zorunda olduğunu bilse de elinden hiçbir şey gelmiyor.Ta ki o güne kadar.

Malyen ve bazı Grishalar bir plan yapıp Alina'yı yer altından çıkarmayı başarıyorlar.Fakat zorlu süreç yeni başlıyor;ateş kuşunu bulmak.Ateş kuşunu ararken bazı eski dostlar onlara yardım ediyor,hiç beklemedikleri kişiler tarafından sırtlarından bıçaklanıyorlar ve en önemlisi hiç kaybetmek istemedikleri kişileri kaybediyorlar.

Bu zorlu yolda Alina bazı fedakarlıklar yapmak zorunda,ama bu fedakarlıklar onun hayatını çok farklı bir yöne sürükleyecek tarzda.Alina bir yandan sevdiklerini ve kendisini güvende tutmaya çalışırken bir yandan da Karanlıklar Efendisi'ni yenmeye ve bu sayede Karanlıklar Diyarı'nı ortadan kaldırmaya çalışıyor.Fakat ikisini bir arada sürdürmek sandığı kadar basit değil,Alina bir seçim yapmak zorunda ve bu seçim hiç de kolay olmayacak.

-spoiler sonu

Vay be ne kitaptı ama.Pardon düzeltiyorum,ne seriydi ama.Grisha serisini cidden aşırı derecede seviyorum ben.Yaratılan dünyaya ve serinin kurgusuna hayran kalmamak elde değil.Tabi bunun üstüne karakterlerin muhteşemliği eklenince bu serinin en sevdiğim seriler arasına girmemesi mümkün değil.

Bu kitaptaki hava,diğer kitaptakilere göre daha karanlık ve depresif.Tabi bu karakterlere de fazlasıyla yansıyor.Leigh'nin bu karanlık ve kasvetli havayı okuyuculara çok iyi hissettirdiğini düşünüyorum.Okurken Alina'nın o kararsız hallerini ve her şeye rağmen içindeki o umudu tam tamına hissettim.

Karakterlerin hepsini çok seviyorum.Alina'nın üstünde çok fazla yük ve sorumluluk var ve o bunun bilincinde.Dolayısıyla çoğunlukla sorumluluklarına göre davranıyor.Davranmadığı zamanlar da oluyor tabii ki ama kırılma noktasına ulaştığı zamanların hepsine mantıklı bir sebebi olduğunu düşünüyorum ben.Yani çok olgun bir karakter.Fedakar olmasını ve sürekli sevdiklerini tehlikeye atmaktan kaçınmasını saymıyorum bile.


Malyen de en az Alina kadar fedakar.Alina'ya olan aşkının büyüklüğü tartışılamaz bile fakat bunun yanında Alina'nın iyi olmasını o kadar istiyor ki bunun için Alina'dan hatta kendinden bile vazgeçmeye razı.Alina'yı korumak için Alina'dan uzak durmaya çalışmasını okurken içim acıdı çünkü ikisi de bu durumdan çok acı duyuyordu.Malyen ve Alina benim için müthiş çiftin tanımı.İkisi birbirine merhem oluyor bence.

İki kitaptır Karanlıklar Efendisi'nden nefret ediyordum,Alina ile ne zaman yakınlaşsalar sinirden köpürüyordum (e bunda büyüüüüük bir Malyen fanı olmamın da etkisi vardır sanırım :P ) fakat bu kitapta onu biraz olsun anlamaya başladım.Çünkü kitapta Karanlıklar Efendisi'nin geçmişine dair bilgiler var ve bu böyle olmasının sebebini az da olsa anlamamızı sağlıyor.Hatta kitapta sadece onu anlamakla kalmadım,ona üzüldüm de.Leigh yine beni darmaduman etti yani.

Geri kalan karakterler için söyleyecek bir şey bulamıyorum aslında.Tamar,Tolya,Nadia, Harshaw, Zoya,Genya,David.Hepsini çok seviyorum.''Zoya'yı bile mi?'' derseniz,evet onu bile.Bu kitapta her karakteri daha iyi anlıyor ve onlarla daha sıkı bir bağ kuruyorsunuz ve Zoya'yı da bu kitapta gerçekten sevdim.Kitapta en sevindiğim nokta ise David ve Genya ilişkisi oldu.Ahh,nasıl tatlısınız siz ama ya :3

Kitabın çevirisini biraz garipsedim niyeyse.Çünkü çevirmeni değişmiş serinin.Yanlış anlaşılmasın kesinlikle kötü bir çeviri değildi,fakat arada bazı kelimeler günlük kelimeler değil de biraz eski dilde kullanılan kelimelermiş gibi geldi bana.

Kitap,diğer iki kitap gibi oldukça akıcı.Ayrıca bu kitapta şaşırdığım yerler olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.Birçok kez ters köşeye yattım ve hiç beklemediğim olaylar gelişti.

Hani bazen serilerde olur da,ilk kitap muhteşemdir,ikinci kitap eh işte,üçüncü kitap da hayal kırıklığı.İşte bu seride kesinlikle böyle bir şey yok.Her kitapta seri daha da gelişti ve son kitapta serinin muhteşemliği doruğa ulaştı.Bitmesin diye gıdım gıdım okumuş olsam da yine bitti.Muhteşem bir seriye efsanevi bir final olmuş oldu bu kitap.

Eğer ki fantastik bir seri arıyorsanız Grisha serisini size gözüm kapalı önerebilirim.Belki benim gibi müptelası olmazsınız fakat çok seveceğinize eminim.