30 Aralık 2014 Salı

Etkinlik : 2014'te Okuduğum En İyi Kitaplar


Optik'in Kitap Blogu'nun başlattığı bu eğlenceli etkinliğe ben de katılmak ve sizinle bu yıl en çok beğendiğim 10 kitabı paylaşmak istedim. O zaman hadi başlayalıım.

1) Mekanik Prenses - Cassandra Clare

2) Labirent: Alev Deneyleri - James Dashner

3) Camlar Şehri - Cassandra Clare

4) Şimşek Hırsızı - Rick Riordan

5) Hobbit - J.R.R. Tolkien

6) Gölge ve Kemik - Leigh Bardugo

7) 5. Dalga - Rick Yancey

8) Deha - Marie Lu

9) Duman ve Kemiğin Kızı - Laini Taylor

10) Uyumsuz Serisi - Veronica Roth

Her ne kadar bu sene bir sürü müthiş kitap okumuş olsam da bunlar aralarında en iyi olanlarıydı.Baya zorlandım bu listeyi oluştururken,sonuçta hepsi benim bebekleriim.

Hepinize mutlu,huzurlu,sağlıklı,bol kitaplı ve her şeyin gönlünüzce olduğu bir yıl dilerim!Mutlu yıllaar!! 









Araf - Tara Hudson / Yorum


"Saf, Dokunaklı Ve Hayaletli Bir Aşk Hikâyesi"
-Becca Fitzpatrick, Fısıltı'nın yazarı -

Yine nehirde süzülüyordum. Ancak bu kez nefes aldığımda ciğerlerim, etrafımı saran çamurlu suyla dolmuyordu. Bedenim bu kâbustan önceki kadar hafifti hâlâ. Nehirde süzülüyor, öfkeli akıntının sürüklemesinden etkilenmiyordu.Artık bir şeyler farklıydı; bu karanlık, beni kıvrandıran sahne, korkunç rüyalarımda yaşadığım sahnenin neredeyse aynısıydı. Neredeyse... Çünkü bu kez boğulan ben değildim. Oydu.
(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 400
Baskı Yılı: 2014
Yayınevi: Pegasus

Orijinal Adı: Hereafter
Seri Adı: Hereafter
Seri Sıralaması: 1/3
Goodreads Puanı: 3.74/5


________________________________________

Yine bitirip de yorumunu beklettiğim kitaplardan biri Araf.Ama ben suçlu değilim ki bunda,lanet olası okul ve ödevler suçlu :(( Neyse yakınmayı bırakıp yoruma geçeyim ben en iyisi.

-biraz spoiler içerir-

Amelia,tarihini bilmediği bir zamanda bir nehirde boğulmuştur.Hatırladığı tek şey ise öldüğü ve adının Amelia olduğudur.Ne kadar süredir ölü olduğunu bilmeden oradan oraya dolaşmaktadır.Ölü hayatının en kötü bölümü ise kabuslardır,ölümüyle ilgili olduğunu düşündüğü kabuslar görür sürekli.Bir gün yine bu kabusu gördüğünü düşünür ve uyanmaya çalışır fakat gördüğü şey bir kabus değildir.Onun boğulduğu nehirde boğulan biri vardır!Hemen kurtarmaya gider fakat hayaletler maalesef ki canlılar dünyasıyla iletişime giremediğinden boğulan çocuğu bir türlü uyandıramaz.Yine de uyanması için onu sarsmaya çalışmaktan ve ona seslenmekten vazgeçmez. ve imkansız bir şey olur; çocuk onu duyar,uyanır ve ona dokunur ve Amelia bu dokunmayı hisseder.Öldüğünden beri ilk defa bir şey hisseden Amelia için bu çok önemlidir.Bir şekilde çocuğun kurtulmasını sağlar.

Çocuk kurtulmuştur kurtulmasına fakat Amelia ona karşı bir şeyler hissetmeye başlar fakat onu bir daha görebileceği gibi bir umut yoktur içinde.Fakat yine inanılmaz bir şey olur,çocuk onu bulur ve onunla tanışır.Adı Joshua'dır ve bu olayın arkasındaki sır perdesini kaldırmak istiyordur.Amelia ona hayalet olduğunu söylediğinde ise başta inanmasa da bir süre sonra inanır.Birbirlerinden hoşlanmaya başlarlar,bu süre zarfında da Amelia'nın asıl kimliğini ve ailesini ararlar.Amelia sadece ailesini bulup Joshua ile mutlu bir yaşam sürmek istese de bu yolda karşısına hiç beklemediği kadar büyük engeller çıkacaktır.

-spoiler bitti



Kitabın tanıtımını ilk gördüğümde konusu çok hoşuma gitmişti.Bir de Becca'nın kitap hakkında yaptığı yorumu görünce hevesle kitabı okuma listeme eklemiştim.Açıkçası baya yüksekti beklentim kitaptan ama maalesef ki beklediğimi alamadım.


Konu gayet güzel,hayaletlerle ilgili yazılmış pek fazla kitap yok.Bu benim için kitaba artı puan kazandırdı.Ayrıca kitap baya akıcı,çok kısa sürede bitirdim.Fakat bence bir şeyler eksikti bu kitapta.Bilmiyorum,belki beklentimi çok yüksek tuttuğumdan dolayıydı bu ama beklediğim kadar iyi değildi.

Amelia,güçlü bir karakter ve tabii ki hassas.Yıllardır hayalet olduğu için canlılar dünyasından bir kişiyle bile iletişim kuramamış.Hissettiği yalnızlığı hayal edebilirsiniz herhalde.Sonra birden Joshua geliyor,onu görüyor ve onunla konuşuyor.Yani Joshua Amelia için tamamen bir dönüm noktası oluyor.Güçlü olduğu kadar cesur da,Joshua için hiç düşünmeden kendini tehlikeye atıyor.(zaten ölü ne tehlikesi diyebilirsiniz ama tahmin bile edemeyeceğiniz şekilde tehlikeye giriyor ölü hayatı :D )
Sevdim yani Amelia'yı. Joshua ise destekleyici bir karakter,Amelia'nın her zaman yanında oluyor.Yakışıklı ve sosyal bir karakter olsa da daha önce kimse onunla Amelia gibi ilgilenmediği için Amelia'dan hoşlanıyor.Hatta onu kaybetmekten çok korkuyor.Onun endişeli ve öfkeli halleri çok tatlıydı bence :D 

Şunu söylemeden geçemeyeceğim,kapağa BAYILDIIIIM!!Ciltli kitaplara karşı zaten zaafım var fakat bu kitabın cildinin dışındaki kap muhteşemdiii.Üstündeki renk uyumları muhteşemdi ayrıca kapak kitabı tamamıyla yansıtıyordu.Uzun zamandır en en en çok beğendiğim kitap kapakları arasına kesinlikle girer :D

Dediğim gibi tam tanımlandıramasam da kitapta bir şeylerin eksik olduğunu düşünüyorum.Yüksek beklentilerle başlanmazsa gayet hoş vakit geçirilerek okunabilecek bir kitap.Beni pek fazla etkilemedi o yüzden size özellikle de okuyun bu kitabı diye öneremem fakat çerezlik fantastik arıyorsanız okuyabilirsiniz Araf'ı.Kaç puan vereceğim konusunda ise çok kararsızım.3 puan vermek istemiyorum çünkü o kadar da kötü değildi fakat 4 verilecek kadar da iyi değildi.Yine de sanırım o muhteşem kapak sayesinde 4 vereceğim.








Şimşek Hırsızı - Rick Riordan / Yorum


Bir gün birisi çıkıp size Antik Yunan tanrılarının hala hayatta olduklarını söylese ne yapardınız?


Ya ailenizden birinin bu tanrılardan biri olduğunu öğrenseniz? Olağanüstü güçlere sahip olduğunuzun farkına varsanız? Bir de peşinize mitolojik efsanelerdeki canavarlar düşse? Ne yapardınız? Percy'nin yaptığını…



Sayfa Sayısı: 364
Baskı Yılı: 2009
Yayınevi: Doğan ve Egmont Yayıncılık
Orijinal Adı: The Lightning Thief
Seri Adı: Percy Jackson and the Olympians
Seri Sırası: 1 / 5
Goodreads Puanı: 4.18 / 5



______________________________________

Herkese selaaam!Okuduğum kitapları bitirmeme rağmen yorum girmeye üşendiğimden Percy'nin yorumu yaklaşık bir haftadır kenarda bekliyordu.Kısa da olsa bir boş zaman bulduğum için bu fırsatı değerlendirip hemen yorum yapmaya karar verdim.O zaman LET THE HUNGER GAMES BEGIN!! (bunu niye dedim hiçbir fikrim yok)

Bu seriyi okumayan kıyıda köşede çok az insan kaldık a dostlar.Bilmeyen çok azdır diye düşünsem de her zaman yaptığım gibi önce konuyu özetleyeceğim.Percy biraz sorunlu bir çocuktur,hatta baya sorunlu.Her gittiği okuldan atılır,yaramaz ve derslerinde başarısızdır.(Derslerinde başarısız olmasının bir nedeni de disleksi olması.) Her sene okul değiştiren bu haylaz karakterimiz gittiği Yancy Akademisi'nde yine haylazlıklarına devam eder etmesine fakat hayatında olan tuhaf şeyler iyice tuhaflaşmaya başlar.Hatta bir kere okul gezisi için gittiği müzede saldırıya uğrar,hem de şeytani bir varlık tarafından!Başta delirdiğini düşünse de sonradan akıl sağlığının gayet yerinde olduğu ortaya çıkar.Sorun şudur ki o insan değildir,yarı tanrıdır.Hatta en yakın arkadaşı da onu korumak için görevlendirilmiş bir satirdir. Sadece 12 yaşında küçük bir çocuk olan Percy'nin hayatı bu öğrendikleriyle tamamen değişir.Dışarıda onu bekleyen kötülüklerden korunmak için Melez Kampı'na gider,oysa ki korunmak için gittiği yerde onu daha büyük maceralar ve olaylar bekliyordur.

Kampta Annabeth adında bir kızla tanışır.Bu kız biraz kendini beğenmiştir çünkü bilgelik tanrıçası Athena'nın kızı olduğundan birçok konuda bilgisi vardır ve bunu da gerine gerine kullanır.Bu sırada Zeus'un şimşeğinin çalındığı haberi gelir kampa.Zeus bundan bir kişiyi sorumlu tutuyordur;Poseidon'un oğlu Perseus Jackson!Percy kendini aklamak için bir dolu maceraya atılmak zorunda kalacaktır.

Yine geç başladığım bir seri için yakındığım bir yazıya hoşgeldiniz sevgili okuyucular. Hayır yani sen fantastik okuyan bir insansın,Yunan mitolojisi ise deli gibi ilgini çekiyor ne diye bu seriyi okumuyorsun Naz?Sonra böyle kafanı duvarlara duvarlara vurursun işte.

Söylememe gerek yok sanırım ama kitaba ciddi anlamda,tamamen,her şeyiyle bayıldıııım.Dediğim gibi Yunan mitolojisini çok severim zaten ve bu yüzden daha başta zaten kitap gözümde bir adım öndeydi.Mitoloji muhteşem karakterler ve müthiş akıcı bir üslupla birleşince kitabı beğenmemem mümkün değil zaten.

Allah'ııım o Percy neden bu kadar tatlı acaba?Ben de istiyorum bir tane Percy lütfen ^_^ Başta daha 12 yaşında olduğu için kendimi onunla bütünleştirmekte zorlanacağımı düşünmüştüm ama bu sorunu hiç yaşamadım. Çok eğlenceli bir karakter bir kere,okurken hiç sıkılmadım.Esprili karakterler her zaman bir adım öndedir benim için.Percy her şeyiyle,özellikle de alaycı,destekleyici,güçlü tavırlarıyla, gönlümü kaptı bile.

Annabeth her ne kadar biraz kendini beğenmiş olsa da onu da sevdim.Bana Hermione'yi hatırlattı,ki Hermione benim en sevdiğim karakterlerden biridir.Onun kadar sevmesem de yine de sevdim Annabeth'i,güçlü bir kişiliği var ve ben güçlü kişiliği olanlara hayranım *-* Kıvırcık ise her ne kadar cesur olmasa da o kadar sadık ve duygusal ki onu sevmemek mümkün değil.Percy'yi her ne kadar çok iyi koruyamasa da ona çok iyi bir arkadaş olduğu kesin.

Kitap o kadar akıcı ki yaklaşık üç saatlik bir okumayla kitabı bitirdim.Aslında kitap çocuk kitabı kategorisinde yer alıyor fakat hiç çocuk kitabı gibi değil.Daha doğrusu şöyle diyeyim; çocuklara hitap etmesi için yazılmış olsa da aslında her yaşa hitap ediyor.Eğer ki aklınızda ''Acaba bu çocuk kitabı olduğu için sıkılır mıyım ki?'' gibi bir düşünce varsa o soruyu hemen kafanızdan atın çünkü sıkılmayacaksınız.Müthiş eğlenceli bir kitap.

Fantastik severler için kesinlikle önerebileceğim bir kitap oldu Şimşek Hırsızı.Maalesef ki elimde diğer kitapları olmadığı için devam edemedim seriye fakat yarıyıl tatilinde alıp seriyi bitirmeyi planlıyorum.Umarım bu planım gerçekleşebilir.

Filmin tamamını izlemedim fakat bir kısmını geçen yaz izlemiştim.Kitaptan bağımsız düşünürsek bence film fena değildi,tabii ki karakterlerin yaşları fiyaskosunu saymazsak.Logan çok iyi bir seçim ve küçük gösteriyor fakat 12 yaşında da göstermiyor yani.Keşke cast seçimi biraz daha dikkatlice yapılsaydı.Dediğim gibi eğer kitaptan bağımsız olarak değerlendirilirse izlenebilecek bir film.

Eğer ki benim gibi hataya düşüp bu seriyi hala okumamış olanlar varsa acilen,daha fazla geciktirmeden alın ve okuyun.Hiç ama hiç pişman olmazsınız!










26 Aralık 2014 Cuma

#Mim Kitap Senaryoları




Merhabaaaa,aslında şu an kitap yorumları girmem gerekiyor fakat üşengeçlikten eğlenebileceğim bu mimi yapmaya karar verdim. Beni bu etkinliğe mimleyen Kitap Gurmesi'ne çok teşekkür ederim.Kendisi bloğu yeni olan bir blogger ama yazıları gerçekten çok hoş,bakmanızı tavsiye ederiim ^_^ Çok uzatmadan mime geçiyorum.





1. Bütün kitaplarından kurtulman gerekiyor. Sadece belirli türlerden (Fantastik, Kurgu olmayan ve senin seçtiğin bir tür) birer tane kitap kalabilir. Hangi kitaplar kalırdı?

Ay seçemem ki ben, bu soruyu cevaplamıyoruum -.-

2. Kitapçıdasın ve senden küçük birinin annesine okumayı sevmediğini söylediğini duyuyorsun. Ama annesi onun bir kitap alması konusunda ısrar ediyor. Yanlarına gidiyorsun ve okumayı fazla sevmeyenler için uygun olduğunu düşündüğün bir kitabı öneriyorsun. Bu hangi kitap?

Kitap değil de seri; Harry Potter!! Okuyup da beğenmeyen var mıdır ki?Özellikle küçük yaştakiler için muhteşem bir hayal dünyası olacağını düşünüyorum.



3. Kendini iyi hissetmiyorsun ve toparlanmaya ihtiyacın var. İyi bir ruh hâline girmek için hangi kitabı okursun?


Şimşek Hırsızı çok hoşuma gitti, diyaloglar ve Percy'nin davranışları çok tatlı :D Onu okurdum büyük ihtimalle :D



4. Küçüklüğüne zaman yolculuğu yapıyorsun. O zamanki hangi kitaba kendini kaptırırdın?

Suna'nın Serçeleri kitabını hala ilk okuduğum kadar seve seve okurum.Ona kaptırırım kendimi herhalde.

5. Arkadaşın sana 4 günlük bir tatil sürprizi yapıyor ve bavul hazırlaman için sadece 1 saatin var. Yolda okumak için hangi kitabı alırdın?
Aynı Yıldızın Altında ya da Alaska'nın Peşinde.İkisi de tekrar tekrar okuduğum kitaplar ve her seferinde hiç sıkılmadan okurum ^_^

6. Evin soyuldu! Endişelenme, her şey yerinde ancak kitaplığın yağmalanmış. En çok hangi kitabının güvende olmasını isterdin?

Yaa,hayıır olmasın böyle bir şey.Hiçbirine kıyamam kii :((

7. Arkadaşın kitabını ödünç alıyor ve berbat bir hâlde geri getiriyor. Hangisini yapardın? a) Fark etmemiş gibi davranırdın. b) Aynısından sana almasını isterdin. c) Gizlice onun bir kitabına da aynısını yapardın.

d) Ona vahşice işkenceler yapardım. HAYIR YANİ O BENİM KİTABIM SEN NE HAKLA ONU BERBAT EDERSİN.ÖYLE YAPTIYSAN SEN DE BERBAT OLMAYA MAHKUMSUN,SENİ ÖLDÜRÜRÜM. Yani bu tür şeyler asdfghj.




Ben de Buse'nin Kitaplığı,Kronik Okur ve Rüya Kapanım'ı mimliyoruum ^_^


23 Aralık 2014 Salı

Yabancı - Melissa Landers / Yorum

Uzaylılar insanlarla iki yıl önce bağlantı kurdu. Şimdi de dünyalı cara, onlardan birini evinde misafir etmeye hazırlanıyor. 

Gezegenler arası öğrenci değişim programı kapsamında evinde L'eihrli bir lise son sınıf öğrencisini ağırlamaya hazırlanan Cara, bu sayede hem hayallerindeki üniversiteye ücretsiz gidebilecek hem de o gizemli L'eihrliler hakkında gazetecilerin uğruna öleceği bilgiler edinecektir. L'eihrli öğrenci Aelyx'in, ayakları yerden kesen yakışıklılığı da cabası. Ama işler hiç de düşünüldüğü gibi yolunda gitmeyecektir, çünkü Aelyx'i okulda istemeyenler de vardır ve sayıları hiç de az değildir. Tehdit mektupları almaya başlayan Cara bir süre sonra Aelyx ile okula polis eşliğinde gitmek zorunda kalacaktır.

Okuldaki herkes tarafından dışlanan Cara'nın artık tek arkadaşı Aelyx'tir. Üstüne üstlük Cara ona sırılsıklam âşık olmuştur. Öte yandan Aelyx'in de ölümcül sonuçlar doğurabilecek sırları vardır. Büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olan Cara hem kendi hem sevdiği çocuğun hayatı hem de gezegeninin geleceği için bir ölüm kalım savaşı vermek zorundadır.
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 424
Baskı Yılı: 2014
Yayınevi: GO!

Seri Adı: Alienated
Seri Sırası: 1/?
Goodreads Puanı: 4.01/5

____________________________________________

Cara okulda birinci,münazara yarışmalarında bir sürü başarısı olan ve arkadaşları tarafından sevilen bir kızdır.Tipik süper zeki ve süper sosyal öğrenci modeli yani.Bir gün onlarla 2 yıl önce iletişime geçen L'eihr gezegeninden Dünya'ya,hatta Cara'nın evine,bir değişim öğrencisi olarak uzaylıların geleceğini öğrenince dünyası altüst olur.

Evine gelen uzaylı,yani Aelyx,insan gibi görünse de duyguları ve davranışları açısından insandan çok uzaktır.Cara,Aelyx ile arasını iyi tutmaya çalışırken arkadaşlarını kaybeder.Bu da yetmezmiş gibi tüm okul Cara'ya karşı cephe alır ve kimse onunla konuşmaz.Üstelik Cara evindeki bu soğuk,ruhsuz yabancıya aşık oluyordur.Tüm Dünya'da insanlar bu uzaylıları istemediklerini söyleyip,eylemler yapıp,ortalığı birbirine katıyorlardır.Cara birdenbire kendini umutsuz bir aşka kapılmış ve hayatı tehlikeye girmiş bir şekilde bulacaktır.



Uzaylılar benim hep ilgimi çeken konulardan biri olmuştur.Hele bu konu genç-yetişkin türüne uyarlanıp önümüze kitap olarak sunuluyorsa tadından yenmez.Daha önce uzaylıları konu alan kitap olarak 5.Dalga'yı okumuştum.Yabancı'yı da 5.Dalga kadar olmasa da beğendim.

Cara bence tam kararında yaratılmış bir karakterdi.Ben pek fazla mızmız kızları sevmem,Cara da bazı yerler dışında gayet güçlü ve sağlam durdu başına gelen olaylara karşı.Çok affedici olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim.Nedenini okuyunca anlarsınız ama ben olsam onun affettiği kişileri o kadar kolayca affetmezdim.Ayrıca Aelyx ile olan diyalogları çok eğlenceliydi,komik bir kız yani.Tam sevdiğim tür karakter ^_^. Aelyx ise kitabın ortalarına kadar tam bir odundu yani,çocuk hiçbir duygu belirtisi göstermedi neredeyse.Her ne kadar odun olsa da kalbimi kaptı,çocuk uzaylı yahuu!!Hem de nasıl cool bir uzaylı.Tabii sadece cool değiil,yakışıklı,akıllı,biraz asi.Uzaylılara da cool olmak yakışıyormuş,Aelyx sayesinde bunu anladık :P (biraz daha yazarsam duramayacağım kaç gündür ortalarda Aelyx diye dolaşıyorum zaten en iyisi susayım ben :P )

Yazarın dili çok akıcıydı,uzun zamandır en çabuk okuduğum kitap oldu Yabancı.Gerçi bunda kesinlikle sınavlarımın olmamasının payı var.Ama olsa da kısa sürede okurdum sanırım.Kitap,ortasına kadar durağan ilerliyor.Yazar yavaş yavaş anlatmış başlarını,bazı yerlerde fazla detaya girildiğini düşünsem de genel olarak kitap çok akıcıydı.Özellikle yarısına geldikten sonra sayfaların nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile.Aksiyonu çok fazla değil ama bu kesinlikle kitabı sıkıcı yapmıyor.

Cara ve Aelyx'in yakınlaşmaları aslında normal bir süredeydi fakat biz diğer YA kitaplarında çiftlerin çok çabuk yakınlaşmalarına alıştığımızdan,ilişkilerinin başlangıcı okurken biraz uzun gelebilir.Aelyx,Cara sayesinde biraz daha duyarlı oldu fakat sürekli kendini Cara'dan geri çekmesi,durduk yere soğuk davranıp sürekli sır saklaması sinirimi bozdu.

Kitabın kapağına BAYILDIIM!!Üstündeki renkler bence muhteşem ve kapak tam anlamıyla kitabı yansıtıyor.Ayrıca tabii ki yine mıknatıslıı!Ben çok sevdim bu mıknatıs işini,keşke daha çok yayınevi böyle çıkarsa kitaplarını.Ayrıca The 100'de yazı puntosunun büyük olduğunu söylemiştim,bu kitapta gayet normaldi.GO! Kitap gerçekten çok özeniyor kitaplarına,yeni kitaplarının çıkmasını dört gözle bekliyoruum *-*

Kitabın diğer bilim kurgu kitaplarından farkı pek yok aslında.Konusunun çok fazla kullanılmayan bir konu olması ve L'eihr gezegeniyle ilgili yazarın müthiş farklı bir dünya yaratmış olması farklardan sayılabilir.Ben kitabı sevdim.Eğer ki bilim kurgu ve genç yetişkin türlerini okumayı seviyorsanız Yabancı'ya da bir şans verin derim ben.











19 Aralık 2014 Cuma

Paranoya - Tuba Arık / Yorum




Yüz yıllık bir sırrın peşinde sürüklenen gölgeler,
asırlar süren bir yaşamın sessizliğine gömüldüler.
Gerçekle düş arasında gidip gelmek mi?
O düşün içinde yaşamdan vazgeçmek mi?
Karanlığın içinde filizlenen bir aşkın,
kopkoyu gölgesinde ölüme yürümek mi?
Kimsenin görmediğini gördün, kimsenin duymadığını duydun
çünkü, sen doğmadan başladı bu oyun.
(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 586
Baskı Yılı: 2014
Yayınevi: Sokak Kitapları Yayınları







______________________________________________________

Okumaya başlama zamanım sınav haftama denk geldiği için 2 haftadır elimde sürünen kitap Paranoya...İlk okumaya başladığımda elimden zar zor bıraktığım,ikinci okuyuşumda bir oturuşta 350 sayfa okuduğum kitap aynı zamanda.Hatta sınavlarıma çalışabilmek için gözümden ırak bir yere sakladığım bir kitap kendisi.Kısaca kitabın konusundan bahsedeyim şimdi.

-spoiler içerebilir-

Fegel 18 yaşında,pek sosyal becerisi olmayan,ablaları tarafından sürekli ezilen ve psikolojik sorunları olan bir kızdır,daha doğrusu çevresi tarafından psikolojik sorunları olduğu düşünülen bir kızdır desek daha doğru olur.9 yaşından beri onu her yerde izleyen,peşini hiç bırakmayan bir Gölge görmektedir.Ailesine bu durumu açıkladığında ise tahmin de edebileceğiniz gibi deli muamelesi görmüş,terapistlerle bu sorununa çözüm bulmaya çalışılmıştır.Hayatı boyunda Gölge'nin ona çektirdiği acılardan muzdarip olsa da artık buna mecburen alışmıştır.Düşünün,hayatınızın her anında sizi izleyen bir şey var,ister istemez alışırsınız sonuçta.Gölge'nin varlığına alışmış olmasına karşın,Gölge onu her ziyarete geldiğinde ilk günkü gibi korkmaktan kendini alamaz.

Fegel her zamanki gibi Gölge ile ve zebani gibi ablalarıyla uğraşıp hayatını bir şekilde geçirirken hayatına yeni biri girer;okulun yakışıklısı Marlo.Aralarında hemen bir çekim oluşur ve ikisi de birbirine sırılsıklam aşık olurlar.Fegel'in Gölge'yi görmesi Marlo ile tanışmasından önce azalmışken,Marlo ile tanıştıktan sonra Gölge'yi yine sık sık görmeye başlar.Üstelik onu gören sadece kendisi değildir,Marlo da Gölge'den nasibini almıştır.

Gölge hakkında Marlo ile araştırma yapmaya başlayan Fegel  korkunç bir gerçeği öğreniyor; Gölge onu almaya gelecek ve aldığında Fegel sonsuza dek onun olacak!Başta her ne kadar kendilerini rahatlatmaya çalışıp böyle bir şeyin mümkün olmadığını düşünseler de bu gayet mümkün.Ve gerçekten Gölge sonunda Fegel'i alıyor.Bu kesinlikle spoiler değil,çünkü kitap burada bitmiyor,kitap Gölge'nin Fegel'i alıp ona muazzam bir yaşam sunmasıyla başlıyor.

-spoiler bitti- 



AMAN YARABBİ!!!YA BU NASIL BİR KİTAP!CAPS LOCK'U KAPATMADAN YORUM YAPABİLİR MİYİM BİLMİYORUM.(DENEYECEĞİM)Tamam,şimdi çok az daha sakinim ama her an caps lock yine açılabilir.

Sıkı bir fantastik okuyucusu olarak Türk bir yazardan fantastik okumak istiyordum uzuuun zamandır.Maalesef ki çok fazla Türk fantastik kitap olmadığından bu mümkün değildi ama sonra o geldi,PARANOYA!!Kitap Cadıları'nın turunu yaptığını gördüğümde ilgimi çekmişti bu müthiş kitap.Konusunu okuduğumda ise resmen vurulmuştum!Alabildiğim en kısa sürede aldım ama en kısa sürede okudum diyemeyeceğim.Lanet olası sınav haftası yüzünden kitap kooskoca 2 hafta elimde süründü ya ben ona yanıyorum :(( Aslında 2 günde kitabın yarısından çoğunu okudum ama ders çalışmam gerektiğinden devamını getiremedim maalesef ki.Bugün bitirdim ve tek söyleyebileceğim ne kadar müthiş bir kitap olduğu.

Karakterlerin hepsini sevdim,Fegel'in ablalarına bile çok gıcık olmadım.Fegel de bence muhteşem bir karakter.Tabii ki kusurları var ama bu onun muhteşem olmasını engellemiyor.Marlo desen zaten çocuk o kadar fedakar ki kitaptaki bir olayı öğrendikten sonra onun adı her geçtiğinde ağlayasım geldi.Ama bir karakter var ki eminim ki hayatım boyunca asla unutmayacağım onu; Petra,yani namı değer Gölge.Petra'nın Fegel'e olan aşkı o kadar muhteşem ki kelimelere dökemiyorum şu an.Başta ona kızdım,Fegel gibi ben de gıcık oldum fakat sonradan yaptıklarının nedenini anlayınca ona öyle bir saygı duydum ve onu öyle bir sevdim ki anlatamam.


Petra hakkında sayfalarca şey yazabilirim,çünkü gerçekten olağanüstü bir karakter.850 yaşında bir gölge o,Fegel'e olan aşkı destansı,onun için her şeyi göze alıp her şeyi yapabilir.9 sene boyunca Fegel'i herkesten,her şeyden korumuş,tüm o seneler boyunca Fegel'in yanındaki tüm erkekleri çeşitli yollarla kaçırmış,herkesten kıskanıp kanatlarını germiş ona.Böyle bir karakterin kötü olması mümkün mü?Marlo var tabii ki bir de,fedakar,aşık,olağanüstü güzelliğe sahip,müthiş destekleyici.Fegel'in aşkına en az Petra kadar sadık.İki erkek karakterin ikisi de o kadar muazzam ki birini sevip diğerinden nefret etmek mümkün değil.

Ana kızımız Fegel'den bahsetmemek olmaz tabii.Kısa tutmuşum baya yukarıda,biraz daha bahsetmek istiyorum.Fegel'in okul hayatı bana baya benziyor,sadece benim arkadaş çevrem daha geniş sanırım :D Onun dışında o da benim gibi bir not tutma manyağı ve matematiği kötüü!!!Tıpkı ben :D Marlo'ya aşık (zaten kim aşık olmaz ki ona ^^) fakat hayatına Petra'nın girmesiyle ona olan büyük saygısı da işin içine girince iki kişi arasında kalıyor tabii ki.Okuyan kişilerin bazılarının yorumlarında Fegel'e kızdıklarını gördüm.Bense Fegel'e hiç kızmadım,aksine onu çok iyi şekilde anladım.Düşünün,tanımadığınız bir kişi sizi ailenizden,tanıdığınız çevreden,sevdiğiniz adamdan koparıp hiç bilinmeyen bir yere götürüyor.Koşulsuz olarak bu kişiye bağlanır mısınız yoksa eski hayatınıza mı tutunmak istersiniz?Doğru söylemek gerekirse ben kesinlikle eski hayatıma geri dönmek isterim ne olursa olsun.Gerçi Petra Fegel'e öyle muazzam bir hayat yaşatıyor ki Fegel'in geride bıraktıklarının acısı her ne kadar hiç silinmese de oldukça hafifliyor.

Kitap simyayla ilgili birçok bilgi içeriyor,ben pek simyayla ilgili olmasam da gerçekten okurken geçen bilgileri,kişileri tek tek araştırdım.Yazar kitabı bu müthiş bilgiler ve kişiliklerle öyle güzel harmanlamış ki hayran kalmamak elde değil.Ayrıca yazarın dili çok akıcı ve masalsı,hiç sıkılmadan ve fark etmeden yüzlerce sayfa okuyabiliyorsunuz.

Her ne kadar kitaba ilk başlarda biraz ön yargıyla başlasam da çok yersiz bir tavır takındığımın farkına vardım.Şu ana kadar okuduğum fantastik kitaplar arasında en iyiler arasındadır kesinlike Paranoya.Eğer ki siz de fantastik okumayı seviyorsanız mutlaka bu kitabı okumalısınız.Bayılacağınıza eminim!

















17 Aralık 2014 Çarşamba

#Mim İki Mim Bir Arada


Selam selam selaam!Yine eğlenceli bir mim ile karşınızdayım.Sevgili Rüya Kapanım bloğunun sahibi Bir Ankaralı mimlemiş bu mim için beni.Çook teşekkür ederim kendisine,o olmasa böyle güzel mimleri yapamayacağım :D Hemen sorulara geçiyorum.

1. Türkiye içinde bir yarışmaya katılma zorunluluğun olsa hangi yarışmaya katılırdın?
Hımm,sanırım bilgi yarışmalarından biri olurdu katılacağım yarışma. Kelime Oyunu olabilir mesela,baya severek izliyorum çünkü :D Başka bir tür yarışma seçmem gerekse de Survivor derdim.Yarışmayı her ne kadar çok sevsem de o vahşi hayata alışabilir miyim bilmiyorum gerçi :D

2. Dünya kütüphanesindesin ve sadece bir tane okuma şansın var. Sonra tüm kütüphane yanacak ve başka kitaplara ulaşman 5 yılını bulacak. Hangi kitabı kurtarırsın? 
Harry Potter kitaplarından elime gelen ilkini alıp oradan uzaklaşırdım.Çünkü HP'siz bir 5 yıl düşünemiyorum.

3. Büyük ikramiye sana çıktı. Ne yaptın seeen!?
Her kitap sever gibi ben de öncelikle merak ettiğim her kitabı alıp kütüphanemi doldururum,daha sonra isee -tabii ki ailemle birlikte- küçük çaplı bir dünya turu yaparım.Geri kalanın da bir kısmını bağışlayıp bir kısmını bankaya yatırırım.Yatırım yapmak önemli sonuçta :D

4. Sevgiline yaptığın en büyük jest nedir peki ya annene olan en büyük jest?
Sevgili kısmını direk atlayıp anne bölümüne geçiyorum :D 
Öyle büyük jestler yapamıyorum maddiyat yetmediğinden,sadece bütçeme göre hediyeler alıyorum bazen.Çocukken de klasik olarak her anneler gününde saçma şiirler yazıp resimler çizerdim,bu jestten sayılır mı *-*

5. Var say ki cennettesin. Cennetinde ne var? 3 şey söyle olduğu kesin olan.

Tabii ki sevdiğim kişiler,kitaplarım ve bool bol köpek.Evet köpeek,çünkü ben köpeklere gerçekten aşığım,çok tatlı değiller mi sizce de ^^

6. Sence en kötü hastalık ne? Ne olmaktan korkarsın?

İnsan hangi hastalığı yaşarsa o anda dünyanın en kötü hastalığı oymuş gibi hissediyor tabii ki.Ama bir tanesi var ki hepimizin evlerden ırak dediği;kanser.Allah kimseye yaşatmasın,hastalara da acilen şifa versin inşallah.

7.  Aşkın en temel hissettirdiği ne?

O duyguyu tatmadığımdan kesin konuşamayacağım ama herhalde mutluluktur.Tabii karşılıklı değilse bu hüzne de dönebilir bilemiyorum :D



Geldik ikinci mime.Bu mimde sevdiğimiz herhangi bir şeyi (karakter,hayvan,obje,renk gibi) sorudaki verilenlere uyarlıyoruz.

Benim seçtiğim şey uyku.

1. Sevdiğiniz beş filmi seçtiğiniz şeyle değiştiriniz.
- Aynı Uykunun Altında (Aynı Yıldızın Altında)
- Uykunun Bedeli (Esaretin Bedeli)
- Uykucu Kuş (Alaycı Kuş)
- Harry Potter ve Uyku Yadigarları (Harry Potter ve Ölüm Yadigarları)
- Uyku Işığım (Umut Işığım)

2. Sevdiğiniz dört diziyi seçtiğiniz şeyle değiştiriniz.
- Teen Uyku (Teen Wolf)
- The Uyku Diaries ( The Vampire Diaries)
- Doctor Uyku (Doctor Who)
- Once Uyku a Time (Once Upon a Time)

3. Sevdiğiniz bir şarkıyı ve sözünü ( şiir de olabilir ), seçtiğiniz şeyle değiştiriniz.

Imagine Dragons - It's Time

It's time to sleep,isn't it?
I get a little bit bigger but then I'll admit
I'm just the same as I was
Now don't you understand
That I'm never changing where I sleep

4. Sevdiğiniz dört kitap ismini seçtiğiniz şeyle değiştiriniz.
- Uykusuz (Uyumsuz)
- Uyku'nun Peşinde (Alaska'nın Peşinde)
- Ölümcül Uyku (Ölümcül Kaçış)
- Mekanik Uyku ( Mekanik Prenses)



#Mim Book Sacrifice Tag




Merhabaa!!Biliyorum uzun süredir blogla ilgilenemiyorum.Okul + sınav haftası + ödevler üçgenine denk gelince maalesef ki bloğa bakacak vaktim olmadı.Henüz maalesef ki okuduğum kitabı da bitiremediğimden bir mim yazısıyla dönmek istedim.

Aslında yapılacak iki mimim vardı fakat bu mimi uzun süredir yabancı bloggerlarda görüp özendiğimden ilk bununla başlamak istedim.Beni mimleyen Rüya Kapanım bloğunun sahibi Bir Ankaralı'ya çok teşekkür edip hemen mime geçiyorum.




1) Aşırı abartılmış bir kitap: Bir Zombi Kıyameti ile başlıyoruz! Bir kitapçıdasınız, dolanıyorsunuz ve BAM! ZOMBİ İSTİLASI! Ve bir anons duyuyorsunuz. "Ordu zombilerin tek zaafının aşırı abartılmış kitaplar olduğunu keşfetti." Hayatta kalmak için karşındaki zombiye herkesin öve öve bitiremediği ama senin hiiç beğenmediğin bir kitap fırlatacaksın. Hangisi?

Ahmet Batman'ın Soğuk Kahve kitabı olurdu sanırım.Kitabı bir arkadaşımdan almıştım fakat sıkıntıdan yarılayamadım bile.Vıcık vıcık içeren aşk kitaplarını hiç sevmiyorum ben ya *-*

2) Bir devam kitabı: Kuaförden bomba bir saç kesimiyle yeni çıktınız ve BAM! Sağanak yağmur! Kendini korumak için şemsiye olarak kullanacağın devam kitabı hangisi?

Bu soru için verecek cevap bulamadııım *-* Zoraki olarak bir kitap seçeceğim yani.Her ne kadar Eşleşme serisini çok beğensem de Yol kitabı biraz durgun gibiydi.O yüzden Ally Condie'den Yol'u feda ederdim sanırım,beni affet küçük sevimli kitap :((

3) Bir klasik: Derstesiniz ve Edebiyat hocanız klasiklerin dünyayı değiştirdiği, edebiyatın adeta evrim geçirmesine sebep olduğuyla ilgili zırvalıyor. Gerçekten acayip bunaldınız ve klasiklerden birini alıp tam suratının ortasına fırlatacaksınız. Çünkü bu kitap gerçekten salakçaydı ve bütün sınıfa nasıl hissettiğinizi göstermek istiyorsunuz. Hangi klasik?
Şu ana kadar okuduğum tüm klasikler hoşuma gittiği için hiçbirine haksızlık yapmak istemiyorum.Dolayısıyla bu soruya cevabım yok *-*

4) Hayatının en az favori kitabı: Kütüphanede takılıyorsunuz ve BAM! BUZUL ÇAĞI! Dünya hızla donuyor ve hayatta kalmak için tek şansınız bir kitap yakmak! Yakmaktan asla pişman olmayacağınız, hayatınızın en az favori kitabı hangisi?

Debbie Macomber'ın Küçük Mucizeler Dükkanı serisinin tüm kitaplarını gaza gelip almıştım.İlk kitabı olan Küçük Mucizeler Dükkanı hoşuma gitmişti ama diğerlerinde nedense baya sıkılmıştım.Belki ters bir dönemime gelmişti bilemiyorum.O yüzden o serinin bende olan ilk 5 kitabını yaksam pişman olmam sanırım.


6 Aralık 2014 Cumartesi

Hobbit / J.R.R. Tolkien - Yorum

 Bir İngiliz Edebiyatı Profesörü olan J.R.R. Tolkien bundan yaklaşık yetmiş yıl kadar önce dünyaya bir kitap hediye etti. Bu kitapla birlikte insanlar ilk defa hobbit denen ahaliyle karşılaşıyordu. Cücelerden bile kısa boylu, yemeye, içmeye ve eğlenmeye düşkün, iyi yürekli, mutlu ve kendi küçük köylerinde her tür maceradan uzak yaşayan bir ahaliydi hobbitler. Ta ki büyücü Gandalf onları ziyaret edene kadar.
"Hobbit", diğer hobbitlerden aslında hiç de farklı olmayan bir hobbitin, Bilbo Baggins'in fantastik maceralarından oluşuyor. Bilbo Baggins, büyücü Gandalf ve cücelerle birlikte, cücelerin hazinesini kötü ejderha Smaug'dan geri almak için aslında hiç de istemediği bir yolculuğa çıkar. Ama yine de hobbitin içinde henüz keşfedemediği maceracı bir yan vardır ve yolculuk ilerledikçe Bilbo Baggins kendi cesaretinin ve gücünün farkına varmaya başlar. 
Tolkien'in aslında çocuklar için kaleme aldığı "Hobbit", çok geçmeden yetişkinlerden, özellikle de 60'ların asi gençliğinden büyük ilgi gördü. Bunun üzerine Tolkien hobbitlerin, elflerin, cücelerin ve insanların goblinler, troller, kurtlar ve her tür kötü ve çarpık yaratıkla olan mücadelesini anlatmaya devam ederek "Yüzüklerin Efendisi"ni yarattı. Bugün "Hobbit"le birlikte "Yüzüklerin Efendisi" fantastik edebiyatın kült eserleri arasında yer alıyor.



Sayfa Sayısı: 312

Baskı Yılı: 2014
Yayınevi: İthaki Yayınları

Orijinal Adı: The Hobbit
Goodreads Puanı: 4,20 / 5
_______________________________

Merhabaa!!Bu yorumu nasıl yazacağımı inanın bilmiyorum,böyle efsane haline gelmiş bir esere yorum yazmak gerçekten çok zor.Kitaba geçen cuma başladım ve bitirmem 1 hafta sürdü,evet 1 KOSKOCAMAN HAFTA!Neden bu kadar yavaş okuduğum hakkında bir fikrim yok ama iyi ki yavaş okumuşum.Tüm sayfaların,tüm olayların tadını çıkara çıkara okudum ve kitap bittiğinde içimde kocaman bir boşluk oluştu.,

Kitabın konusunu birçoğunuzun bildiğini düşünüyorum ama kısaca bahsedeyim.Bilbo Baggins kendi halinde yaşayan,çevresinden saygı gören,etliye sütlüye karışmayan ve hayatının keyfini sonuna dek çıkaran bir hobbittir.Bir gün kapısında ulu büyücü Gandalf belirdiğinde şaşırır ve maalesef ki başına gelecek olaylardan bihaberdir.

Gandalf'ın kapısında belirmesinden bir gün sonra tam anlamıyla evini cüceler basar! On üç tane tanımadığı cüceyi evinde misafir etmek hiç hoşuna gitmese de Gandalf'ı kırmamak adına ve kibar davranmak istediğinden sesini çıkarmaz.Cücelerin asıl gelme niyetini öğrendiğinde ise şok olur,cücelerin ondan büyük bir isteği vardır;Atalarının hazinesini geri alabilmek için Bilbo'nun hırsız olmasını istemektedirler.İstemeye istemeye bunu kabul eder ve hayatındaki en büyük maceraya atılır.

İtiraf ediyorum Hobbit'i her ne kadar bilsem de filmi çok merak ettiğimden ilk filmleri izledim.Hazır son film de çıkıyorken artık dayanamayıp kitabı aldım ve okuyabildiğim en kısa sürede okudum.Sonuç: BAYILDIM. Muhteşem bir efsaneyi bu kadar geç okuduğum için kendimden utanıyorum gerçekten.

(Bir itiraf daha; Yüzüklerin Efendisi'ni okumadım ve izlemedim de :( Biliyorum çok cahilim ezmeyiin :( Onu da kısa sürede okumayı planlıyorum lütfen ezmeyiiin :( )


Kitabın anlatımı harika,yazarın arada kendi ağzından bazı bilgiler aktarması,kendi fikirlerini araya sıkıştırması çok hoşuma gitti.Dil çok sade,akıcı ve anlaşılır.Ayrıca kitap 1937'de yazılmış olmasına rağmen yazarın böyle bir hayal dünyası oluşturabilmesi muhteşeem! Böyle bir kitap şimdi yazılmış olsa daha önceki epic fantasy ya da high fantasy türündeki kitaplardan çok az da olsa esinlenmiş diyebilirdik ama 1937 gibi bir yılda yazılan bir kitabın böyle olağanüstü bir hayal dünyası içermesi yazarın muhteşemliğini göstermez mi??



Karakterlerin hepsini sevdim.Bilbo tabii ki favorimdi.Kitabın başındaki davranışlarıyla sonundaki davranışları arasındaki fark inanılmazdı,çok fazla ve müthiş bir değişim yaşadı.Cücelerin hepsi çok sevimli,Thorin sonlara doğru biraz değişse de onu da sevdim. Gandalf bazen kaba olsa da yaptığı yardımlar sayesinde onu sevmemek mümkün değil tabii ki.

Aslında kitap bir çocuk kitabı olarak yazılmış olsa da kesinlikle sıkılmadan herkesin okuyabileceğini düşünüyorum.Her ne kadar bir çocuk kitabı ve fantastik bir kitap olsa da içinde çıkarılması gereken bir sürü ders var.



Filmle kitap karşılaştırması yapayım biraz.Kitap çocuklara yönelik yazılmış olduğundan olaylar biraz daha eğlenceli ve yumuşak şekilde anlatılmış fakat film daha sert bir havaya sahip.Fakat ikisi de ayrı ayrı müthiş yapıtlar.Son film olan Beş Ordular Savaşı'nı dört gözle bekliyorum!!

Benim okuduğum versiyon Hobbit'in ciltli ve illüstrasyonlu baskısıydı.İçindeki resimler ve cildi muhteşemdi.İthaki Yayınları gerçekten müthiş bir iş çıkarmış,teşekkür ediyorum kendilerine bu özenlerinden dolayı.

Kısacası genel olarak kitap okumayı seviyorsanız -çünkü bu kitabı tüm kitap severler okuyabilir- ve henüz bu efsaneyi benim gibi okumayıp geç kaldıysanız mutlaka okumalısınız Hobbit'i!Kesinlikle ama kesinlikle pişman olmazsınız!








1 Aralık 2014 Pazartesi

KVBT 2. Tur 4. Gün | Uyuyan Güller - RaShelle Workman | Karakter Tanıtımı


Turumuzun 4. gününden herkese merhabalaar.Bu yazıda Uyuyan Güller kitabının başlıca karakterlerini tanıtacağım.









Sophie; Kitabımızın baş karakteri.Zorba kocasıyla baş etmeye çalışıyor.Kocası ona şiddet ve baskı uygulasa da Sophie güçlü kişiliğini kaybetmiyor.Ailesini kaybetmiş olmasına rağmen hayata sımsıkı sarılıp eğitimine odaklanıyor.Kocası David'den kaçmayı başardığında ise yine hayata sıkıca sarılıp bir üniversitede öğretim görevlisi oluyor.Yani kısacası Sophie çok güçlü bir kız.



Rina; Sophie'nin en yakın arkadaşı.Kitaptaki bad-ass karakter de diyebiliriz kendisine.Zira kendini Sophie'yi korumaya öyle adamış ki gerekirse Sophie'nin zorba kocası David'i bile dövebilir :D Çok sosyal,kendinden emin,güzel bir kız.Sophie ile aralarındaki arkadaşlık ilişkisini sürdürmek için neredeyse her adımı o atıyor ama o bundan pek şikayetçi değil.Herkese lazım bir arkadaş yani. 





Philip; Rina'nın Sophie ile tanıştırdığı çekici öğretim görevlisi.Sadece çekici değil tabii ki,ilgili,sıcakkanlı ve destekleyici.Sophie onu ilk gördüğü andan itibaren ondan hoşlanıyor ve hoşlanması hiç de boşuna değil.Ayrıca Sophie'nin kocası David ile başa çıkmasına yardımcı olan kişilerden birisi.











David; işte geldik kitaptaki en en nefret edilesi karaktere.Zorba,pislik,egoist ve şizofren bir karakter.Gerçekten çok baskıcı ve Sophie'ye etmediğini bırakmıyor.Sophie sadece onunmuş gibi davranıyor fakat buna rağmen Sophie'yi aldatıyor.Onu öldürmek istemesi de cabası.Evlerden ırak bir karakter kısacası.








Fuşyamsı Düşünceler'in cast seçimini incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.

a Rafflecopter giveaway