25 Haziran 2015 Perşembe

#Mim Konu Kitap Mı? Bana Bunlarla Gelin



Herkese merhabaa! Nasılsınız? Ben iyiyim ancak yorum girmeye o kadar çok üşeniyorum ki... Aslında bir sürü kitap okudum ancak yorum girme düşüncesi bile gerçekten çok üşendiriyor beni :D Benim Uzak Yıldızım'ın yorumunu girmek istiyorum,bakalım inşallah girebilirim :D 

Bu yazıyı tabii ki sizlere yakınmak için yazmıyorum.Kitap Karavanı'ndan sevgili Selen'ciğim bu mime beni etiketlemiş.İlk kez benden önce davranıp beni bir mime etiketledi ve ben de yapmazsam olmazdı tabii ki :D Teşekkür ediyor ve uzatmadan başlıyoruum :D

1- Klişe bir soruyla başlayalım: Film mi kitap mı?
Soru mu bu,tabii ki kitap! :D

2- Ne tür kitapları tercih edersin?
Bilim kurgu ve fantastik hayranıyım ben,içine hafiften aşk da karışırsa tabii ki müthiş olur :D

3- Bir yazar olsaydın kim olmak isterdin?
Cassandra Clare!!!! Ya o kadının zekasına bayılıyorum!Ne yazsa okurum,net.

4- Bir kitap yazmaya karar versen aklına gelen ilk konu hangi türe girerdi?
Distopya yazmak isterim kesinlikle *-*

5- Çok başarılı bir kitap yazdın. Film mi yoksa dizi mi olmasını isterdin ya da kitap olarak kalmasını mı tercih ederdin?
Eğer gerçekten hakkı verilerek yapılacaksa film olmasını isterdim fakat birçok uyarlama filmde görüyoruz ki önemli detaylar atlanıyor.Dizi olmasını isterdim sanırım çünkü dizilerde konu daha detaylı işlenebilir.
6- Issız bir adada yanına yol arkadaşı olarak seçeceğin kitap karakteri kim olurdu?
Selen'in cevabı gibi ben de Mark Watney diyebilirim,adam hem komik hem de MARS'TA HAYATTA KALDI YAHU! Başka bir karakter seçmem gerekirse Benim Uzak Yıldızım'dan Tarver diyebilirim çünkü sonuçta o da başka bir gezegende hayatta kaldı,ıssız bir ada ona vız gelir tırıs gider :D
7- Hayatın boyunca sadece tek bir yazarın kitaplarını okuma şansın olsa bu kim olurdu?Cassandra Clare tabii ki *-*

8- İki yazar beraber bir kitap yazsa harika olurdu dediğin iki yazar düşün. Kim onlar?
Cassie Clare ile Marie Lu olabilir.İkisinin de yazım tarzına aşığım ve ikisinin de kitaplarına BAYILIYORUM!

9- Sonunu değiştirmeyi en çok istediğin kitap hangisi?
-spoiler spoiler!!
Büyük bir Uyumsuz hayranı olarak Yandaş'ın sonunu değiştirmek isterdim tabii ki.Tris öldürülür mü ve insafsız Veronica!
-spoiler bitti

10- Önermekten sıkılmadığın, "Dünya okusun!" dediğin bir kitap sorsam?
Cehennem Makineleri serisini herkes okumalı ve dünyadaki her insan Will gibi müthiş bir varlıkla tanışmalı *-*

11- Eyvah! Bir kitabın içine hapsoldun, hem de ana karakter olarak! Hangi kitap olsa "Beni burada bırakın." derdin?
Ölümcül Oyuncaklar serisi *-* Her ne kadar Cehennem Makineleri serisini daha çok sevsem de baş karakteri olan Tessa'yı sevmiyorum.Bir kitapta baş karakter olarak hapsolacaksam bari kişiliğimi seveyim :D


15 Haziran 2015 Pazartesi

Kurucunun Kızı - Amy Engel / Yorum



Dehşet verici bir nükleer savaş sonrası Amerika Birleşik Devletleri büyük ölçüde yok edilmiş, sadece küçük bir grup hayatta kalmıştı. Geriye kalanları kimin yöneteceği konusunda Lattimer'lar ve Westfall'lar arasında çıkan savaşı Westfall ailesi kaybetmişti. Ve beş yıl sonra barış ve kontrol, her yıl yapılan bir törenle, kaybeden tarafın kızları ile kazanan tarafın erkeklerinin evlendirilmesiyle sağlanmaktaydı. 
Bu yıl benim sıram gelmişti. Benim adım Ivy Westfall ve görevim basitti: Başkan'ın oğlunu, müstakbel kocamı öldürmek ve Westfall ailesinin gücünü geri kazanmasını sağlamak. Ama görünen o ki, Bishop Lattimer ya çok yetenekli bir oyuncu ya da ailemin iddia ettiği gibi kalpsiz, zalim bir çocuk değil. Hatta beni bu dünyada gerçekten anlayan tek kişi bile olabilir. Ama kaderimden kaçmama imkân yok. Ben Westfall mirasını geri alacak kişiyim. Bishop ölmeli. Ve onu öldüren ben olmalıyım… 


Sayfa Sayısı: 272

Baskı Yılı: 2015
Yayınevi: Yabancı

Orijinal Adı: The Book of Ivy
Seri Adı: The Book of Ivy
Goodreads Puanı: 4.24 / 5

_________________________________________________________

Herkese selaam,nasılsınız? Açıkçası ben iyiyim çünkü nihayet düzenli kitap okumaya geri dönebildim.Şu son bir aydır doğal olarak okulla uğraşıyordum bitince de hemen okumaya başlayacağımı sanıyordum kiiiii baya yanıldığımı anladım.Reading slump'a girdim,her ne kadar bu kısa süreli olsa da sinirlerimi bozmaya yetti de arttı bile.Gerçi şu sıralar etrafımdaki herkes rs'den şikayetçi,havalar ısındığından olsa gerek bizde bu hal :D Neyse giriş yazısını biraz uzun tuttum sanki.Sonuçta burada kitap yorumu yapmak için varım,hem de MUHTEŞEM bir kitabın yorumu. Uzatmadan kitabın konusuna geçiyorum.

Gelecekteki bir tarihte dünya nükleer savaşlar sonrası büyük hasara uğramış hatta Amerika Birleşik Devletleri bile yok olmuştur.Bu savaşları atlatabilen küçük bir grup insan ise Westfall'lar önderliğinde yeni bir topluluk oluşturmuştur.Bu toplulukta bir süre sonra yönetim sorunları çıkmış ve Westfall'lar ile Lattimer adındaki aile savaşmış ve Westfall'lar savaşı kaybetmiştir.

İnsanların üremesi zor olduğundan bu toplumdaki gençler 16 yaşlarında birtakım testlerden geçerek uygun eşleri bulurlar.Eşleşemeyenler her ne kadar çok belli edilmese de toplumda tam bir birey olarak görülemezler. Ivy Westfall da bu eşleşmesi gereken gençlerden biridir,fakat bir farkla.O,yani Kurucunun Kızı'nın zaten eşleştiği biri vardır; Başkan'ın Oğlu Bishop Lattimer.

Bishop'la eşleşmesi gereken kişi ablası Callie iken Bishop'un eşleşmek için Ivy'yi seçmesi onun dünyasını tepetaklak etmiştir.Eşleşmesine kalan iki senelik zaman diliminde öğrendiği tek bir şey vardır;amacı Bishop'u öldürmektir,ne olursa olsun.Fakat Bishop'u tanımaya başladıkça işler onun için karmaşıklaşacaktır.


Beni gecenin bu saatinde (şu an 03.05) yorum girmeye zorlayan kitap Kurucunun Kızı... Bu yorumun öncesinde girmem gereken Kötü Kızlar Ölmez yorumum vardı fakat Kurucunun Kızı tüm planlarımı altüst etti.Aslında Kurucunun Kızı hayatımı altüst etti,BU NASIL MÜKEMMEL ÖTESİ BİR KİTAP!!AĞLAMAK İSTİYORUM ŞU AN AĞAĞAĞAĞAĞA!

Blogumu az çok takip eden bir kişiyseniz distopyalara bayıldığımı bilirsiniz.Her kitapta yaratılan o baskıcı dünyaya karşı çıkan karakterleri okumak çok hoşuma gidiyor,biraz asi bir ruhum var sanırım. Bu kitap da müthiş bir distopyaydı. Doğru söylemek gerekirse kitap Ally Condie'nin Eşleşme serisini hatırlattı bana.O seriyi,her ne kadar yorumunu girmemiş olsam da,çok severim ve inanın bana bu kitap o seriden katbekat iyiydi.

Ivy'ye tek kelimeyle BAYILDIM. Ya öyle böyle değil ama,çok sevdim.Belki biraz egoistlik gibi gelecek size ama Ivy ile çok fazla ortak yönümüz var bence. Bishop ile olan ilişkisindeki davranışları,kendi hakkında düşünceleri falan niyeyse bana kendimi hatırlattı. Okurken kızdığım tarafları oldu elbette ama sonradan düşününce benim de aynı şekilde davranacağımı fark ettim.

Gelelim Bishop'a.Bishop,ah ne desem senin hakkında? O kadar tatlı,naif ve nazik ki.Ivy'yi incitmemek için yaptıkları müthişti. Ivy'ye olan aşkı,ahhh bak yine aklıma geldi ve ağlamak istiyorum. BISHOOOOPPPPP!!

Bir de Callie ve Ivy'nin babasından bahsedelim.İkisi de intikamlarını almak için -neyin intikamını olduğunu spoiler olduğunu düşünmesem de söylemeyeceğim- her şeyi yapmaya razı.Bu yolda gerçekten heeeer şeyi yapmaya razılar ama,o sonu okuyunca görüyorsunuz ne kadar gözü kara olduklarını.Çok sinirler gerçekten fakat bir açıdan düşündüğümde de sonuçta onların da kendi doğruları var ve bunun için savaşıyorlar.Fakat dediğim gibi o sonu okuduğumda ''Başlatmayın sizin doğrunuza yeter beee!'' diye bağırmış olabilirim :P

Kitap çok akıcıydı,1 günde bitirdim.Birçok distopya kitabı gibi oldukça etkileyici mesajlar içeriyordu kitap.Ayrıca her ne kadar çok fazla olay olmasa da olay örgüsü çok iyi ilişkilendirilmiş bence çünkü aksiyon olmasa da insanı kitaba bağlı tutmayı ve merak ettirmeyi başarıyor.Ah o son yokmu o son! Çıldırdım!!! Ivy'nin ne yapacağını anladığımda tepindim,çığlık attım -tabi sessizce çünkü saat gece 2 sularıydı- ve neyin geleceğini bile bile okudum.YA NAPTIN KIZIM SEN YA NAPTIN! Okuyanlar ne hissettiğimi anlayacaktır diye düşünüyorum,derdimi anca siz anlarsınız a dostlarım :(( 

Kitap Yabancı Yayınları'nın çıkardığı ilk ciltli kitap ve ben kalitesine cidden bayıldım.Zaten Goodreads'te bu kitapta ilgimi çeken ilk şey kapağı olmuştu ve Yabancı'nın orijinal kapak kullanmasına cidden çok sevindim.E bir de müthiş bir cilt yaptılar,daha ne olsun!

İkinci kitabın Kasım'da yurtdışında çıkacağını biliyor muydunuz? Peki benim o zamana kadar bekleyemeyeceğimi ve kitabın taslaklarını çalmak için bir plan yaptığımı biliyor muydunuz? (şeytanice gülüşler atar) 

Eğer bu kitap elinizde varsa ve okumak için bekletiyorsanız bekletmeden hemen alıp okuyun.Fakat sonrasında sıkıntılı geçecek 6 aya hazırlıklı olun çünkü ikinci kitabın Türkçe edisyonunu elimize alana kadar 6 aya yakın,hatta daha fazka bir süre geçer diye düşünüyorum.Ama inanın bu acı çektiğiniz her saniyeye değecek bir kitap.Mutlaka mutlaka okumalısınız! Distopya sevmiyorsanız bile bu kitaba bir şans verin derim ben.

Ve bu kitaba kocamaaaan bir 5 puan veriyorum tabi ki.Görünen 5 olabilir ama kalbimde her zaman sonsuz puan sahibi olacaksın Kurucunun Kızı ♡ 


13 Haziran 2015 Cumartesi

KVBT - Başka Dilde Aşk | Mia Sheridan Röportajı!




Selam selam selaam!! Nasılsınız? Açıkçası ben çok iyiyim çünkü nihayet tatiil! Özellikle bugün daha bir iyiyim çünkü turunu yaptığımız Başka Dilde Aşk'ın yazarı olan Mia Sheridan ile yaptığımız röportajın cevapları geldi! Kendisi çok tatlı birisi ve röportaj isteğimizi belirtince çok candan davrandı. E zaten böyle müthiş ve ruha dokunan bir kitabın yazarının başka türlü olması beklenemezdi :3 Daha fazla uzatmadan soruları ve cevapları sizlerle paylaşıyorum ^^

1- Bize biraz kendinden bahsedebilir misin?

Aslında biraz sıkıcıyım! 5 çocuk annesiyim (bir tanesi kanatlandı) ve bir polis ile evliyim. Yazmadığım zamanlarda okuyorum ya da anne işleri yapıyorum! :D

2- Yazma kariyerindeki amaçların neler?
Amacım okurlarımı eğlendirmeye (ve etkilemeye) devam etmek. Dürüst olmalıyım ve söylemeliyim ki tüm hayallerim ve beklentilerim çılgınca bir şekilde gerçekleşti. Dolayısıyla sadece sanatımda daha iyi olmak için yaptığım işi sevmeye devam etmeyi arzuluyorum. :)

3- Hangi yazarlar sana ilham verir?
Amy Harmon’u çok seviyorum – çok duygulu ve her kitabının okunduktan uzun süre sonra da anlamı yitmeyen mesajlar içermesini seviyorum.

4- Şu sıralar bir şeyler üzerinde çalışıyor musun?Eğer çalışıyorsan bu ne hakkında?
Evet! Sign of Love serisinin 8. Kitabını yazıyorum,bu seferki terazi burcu merkezli.Adı Grayson’s Vow.

5- Bize hangi aktör ve aktrisin Başka Dilde Aşk’taki ana karakterleri canlandırdığını görmek istediğini söyleyebilir misin?
Aslında komik olan Archer ve Bree hakkında aklımda bir görünüş yok.Olmadığına da memnunum aslında çünkü bence bu benim cast seçimi olduğunda daha açık fikirli olmamı sağlayacak!

6- Ne zaman yazar olmaya karar verdin?
Üç yıl önce oldukça fazla acı çektim. Yazmak benim yasımın bir kısmını atlatmamda yardımcı oldu.

7- Fikirlerini nereden alıyorsun?
Aman Tanrım,herhangi bir şeyden ve her şeyden! Genellikle aklımda çok küçük bir düşünce tohumuyla başlıyorum ve yazmak için ilhamlı hissedene kadar kafamda gelişmesine izin veriyorum.

8- Yazmanın en zor kısmı nedir?
Kendinden şüphe duymak – herkesi mutlu etmek istemek fakat bunun imkansız bir amaç olduğunu bilmek.

9- Bir kitabı yazman yaklaşık olarak ne kadar sürüyor?
2 ay civarı.

10- Kaç tane kitap yazdın ve bunların arasından favorin hangisi?
7 (ve bir yarım!) tane. Bir tane favori seçmek zor ama şunu söyleyebilirim ki Başka Dilde Aşk en koruyucu hissettiğim ve dünyayla paylaşmamın en zor olduğu hikayeydi.

11- Çok okuyor musun ve favori yazarların kimler?
Aynı anda birden çok kitap okuyorum ama yazarken okuyamıyorum çünkü kafamı karıştırıyor! :D En favori yazarlarımdan birisi kesinlikle Stephen King! Ne yazsa okurum.

12- E-kitapları mı yoksa klasik ciltsiz/ciltli kitapları mı tercih ediyorsun?
Bu günlerde e-kitaplar fakat onlara alışana kadar biraz zaman geçmesi gerekti. :D

13- Şu sıralar ne okuyorsun?
Şu sıralar yazdığım için okumuyorum . :(

14- Favori türün ne ve bu türden favori yazarın kim?
Favori türüm her zaman romantizm olacak – ve çok fazla favori ismim var! Colleen Hoover,Abbi Glines ve AL Jackson’ı seviyorum.

15- Favori kitabın ne ve neden?
Beni en çok etkileyen iki kitap Bir Genç Kız Yetişiyor (A Tree Grows in Brooklyn) ve Uğultulu Tepeler (Wuthering Heights)’di. Bu hikayeler ruhuma işledi.

16- Yazar olmak isteyenlere vermek istediğin tavsiye nedir?
Dünyaya hikayelerinle sadece SENİN katabileceğin şeyin peşinde koşmanı söylerdim. Kalbini paylaş – bu okuyucuların istediği şey : bu insani iletişim onlara belirli bir şekilde hisseden tek kişi olmadıklarını hissettirecek.Bu şeyin ne olduğunu keşfet ve hikayelerini bunla oluştur.

17- Türk hayranlarına bir şeyler söylemek ister misin?
Onları delicesine seviyorum! Günün birinde (Türkiye’yi) ziyaret etmeyi çok isterim! <3 b="" nbsp="">


Emojileri hiç değiştirmeden aktardım size bu röportajı,ne kadar sıcakkanlı biri olduğunu anlamışsınızdır herhalde :D 

Tur kapsamındaki Başka Dilde Aşk yorumlarımızı okumak isterseniz sizi aşağıdaki linklere alalım ^^

Benim yorumum için tık .
Fuşyamsı Düşünceler'in yorumu için tık .
Kitap Kurdunun Düşünceleri'nin yorumu için tık .
1 Kitap Meselesi'nin yorumu için tık . 
Bin Tatlı Yıl'ın yorumu için tık . 


7 Haziran 2015 Pazar

#Mim O mu bu mu?




Herkese merhabaaa!! Şu sıralar Kızıl Yükseliş'i okuyorum fakat sanırım reading slump yaşıyorum çünkü iki gündür kitabın kapağını açasım bile yok.Kitabı cidden çok sevdim fakat okuyamıyorum ah,kalbim acıyor :(((

Neyse yakınmalarımla kafanızı şişirmek istemem :D Blogumun nasıl boş kalmamasını sağlarım derken Kitaptan Blog'un beni O mu bu mu? tagı için mimlediğini gördüm,çok teşekkür ederim kendisine ^^ Uzatmadan sorulara geçiyoruum.



İnce mi? Kalın mı?

Çok kalın kitapları okurken bazen sıkılabiliyorum o yüzden orta kalınlıkta kitapları tercih ederim.

Artemis mi? Ephesus mu?

Her ne kadar Ephesus'u da sevsem de (ciltli kitapları 25 lira yaparak kalbimi kazandılar *-* ) favori serilerim Artemis'te.Bazen Artemis okurları cidden kanser ediyor,serileri yarım bırakıyor,seri kitaplarının boyutlarını farklı yapıyor vs. vs. Ama gönül senden vazgeçemiyor ve Artemis.

Dizi mi?Film mi?

Ah seçemedim ya,ikisi de diyorum.

Yeşil mi? Mavi mi?

Her iki rengi de pek sevmem aslında ama mavi.

Lydia mı?Allison mu?

Lydia!! Benim tatlı kızıl cadım *-* İlk sezondan beri Stydia bekliyorum ama olmuyor,lanet olsun Stalia'nıza da size de -_-

Matematik mi?Türkçe mi?

Matematikten nefreeettt ediyorum o yüzden Türkçe.

Labirent Serisi mi?Lux Serisi mi?

Labirent Serisi favori serilerimden biri,her ne kadar Lux Serisi'ni henüz okumamış olsam da Labirent Serisi diyorum.

Aynı Yıldızın Altında mı?Siyah Damar mı?

Siyah Damar'ı maalesef ki okumadım o yüzden Aynı Yıldızın Altında.

Fantastik mi?Bilim Kurgu mu?

İki türün de fena müdavimiyim fakat seçmem gerekirse bilim kurguyu seçerim sanırım.

Aşk mı?Dram mı?

Gereksiz dramalardan nefret ediyorum o yüzden aşk.

John Green mi?Brandon Sanderson mı?

Brandon Sanderson okumadım maalesef :( John Green de çok sevdiğim yazarlardan biri olduğu için John Green diyorum.

Ben de Kitap Tutkusu,Kitap Karavanı ve 1 Kitap Meselesi'ni mimliyorum ^^

6 Haziran 2015 Cumartesi

KVBT 9. Tur 5. Gün | Başka Dilde Aşk - Mia Sheridan / Cast Seçimi


Turun son gününden herkese merhabaa!! Bugün sizlere kitabın cast seçimini yapacağım.Cast seçimi bence oldukça zor bir şey çünkü aklınızda canlandırdığınız şekildeki birini bulmak imkansız.Elimden geldiğinde aklımdaki tiplerine uygun şekilde yapmaya çalıştım bu seçimleri,umarım beğenirsiniz ^^ 

- Bree Prescott



Benim aklımda oluşan Bree görüntüsü hemen hemen Antonia Iacobescu'nun görünüşüyle aynı!Kim en iyi Bree olur diye ararken birden Antonia'nın karşıma çıkmasıyla afalladım çünkü kafamdaki Bree ile çok benziyordu.Sen Bree olmak için doğmuşsun Antonia :D

- Archer Hale


Uygun Archer'ı bulmak için ne kadar uğraştığımı bir bilseniz... Viski rengi gözleri olan birini aramakla hata ettim sanırım :D Bir süre sonra genel tipini Archer'a benzettiğim insanları aramaya başladım ve boom! Karşıma Jay Byars çıktı. Tam bir Archer olduğunu düşünüyorum ben ^^


- Travis Hale


Kasabanın altın çocuğu Travis Hale'e geldi sıra. Seçerken en zorlandığım karakterlerden biri oldu çünkü okurken Travis'e pek dikkat etmemişim,e malum Archer *-* Kızlarla konuşup zar zor karar verebildiğimiz isimse Ryan Guzman oldu.Bizce tam bir Travis ^^

- Victoria Hale


Rene Russo bence Victoria Hale için uygun. (Karakter hakkında spoiler vermemek için böyle kısa kestim kusura bakmayın :D )

- Anne 


Biraz fazla yaşlı oldu sanki fakat Betty White bence Anne için biçilmiş kaftan.Dediğim gibi her ne kadar biraz yaşlı olsa da okurken aklımda canlanan Anne kesinlikle bu şekildeydi.

-Maggie ve Norm


Sürekli gülümseyen tatlı mı tatlı Maggie için Helen Mirren,ketum,suratsız ama yumuşacık kalpli Norm içinse Tommy Lee Jones bence çok uygun ^^


 Çoğu karakter aklımdakiyle tam tamına örtüşmese de yine de uygun karakterler bulduğumu düşünüyorum ben,umarım beğenmişsinizdir.Kitabın karakterleri hakkında bilgi edinmek isterseniz Bin Tatlı Yıl'ın karakter tanıtımı yazısına bakabilirsiniz ^^ 


a Rafflecopter giveaway

5 Haziran 2015 Cuma

KVBT 9. Tur 4. Gün | Başka Dilde Aşk - Mia Sheridan / Yorum + Çekiliş




New York Times, USA Today ve Wall Street Journal Çoksatan Romanı Başka Dilde Aşk, korkunç bir gecenin hatıralarına zincirlenmiş bir kadının ve sevgisiyle o zincirleri kırabilecek adamın hikâyesi. Geçmişin acı yüklü izlerini taşıyan sessiz bir adamın ve sesini bulmasına yardım edebilecek kadının hikâyesi. Acının, kaderin ve aşkın iyileştirici gücünün hikâyesi…
(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 392
Baskı Yılı: 2015
Yayınevi: Yabancı 
Seri Adı: Sign of Love
Orijinal Adı: Archer's Voice
Goodreads Puanı: 4.52 / 5





__________________________________________________________________________

Vampirler'in yeni turundan herkese merhabaa!! Bu tur için hepimiz cidden çok heyecanlıydık çünkü bu kitabı Yabancı'nın yakında çıkacaklar listesine girdiğinden beri çok merak ediyorduk ve turu aldığımızda sevinçten uçtuk resmen. Uzun süredir bloguma yoğunluktan dolayı yorum giremiyorum ve bunu Başka Dilde Aşk'ın yorumuyla atlatacağım için çok mutluyum ^^ Fazla uzatmadan hemen yorumuma geçiyorum ^^

Bree,hayatını kabusa çeviren o gecenin ardından sorunlarından ve o gecenin hayatında oluşturduğu travmadan kaçmak için küçük bir kasabaya gider.Bir gün marketten çıkarken elindeki torbaları düşürür ve torbaların içindekiler her yere saçılır.Şans eseri orada bir adam vardır ve Bree'ye yardım eder.Bree adamda farklı bir şey olduğunu sezer ama ne olduğunu anlayamaz.Yardım ettikten sonra ona teşekkür etse de adam hiçbir şey demeden oradan ayrılır.Bu Bree'nin adamı daha çok merak etmesine neden olur.Geçimini sağlamak için girdiği işte kasabalıları tanımaya başlar ve bu sırada o gizemli adam hakkında da bilgi edinir.Bu adamın adı Archer'dır tıpkı kendisi gibi,hatta kendisinden de kötü,trajik bir geçmişi vardır.Bu geçmiş onda hayatı boyunca taşıyacağı bir iz bırakmıştır,Archer konuşamıyordur.

Konuşamadığı için kendini dünyadan tamamen soyutlamış bu adamın yaralarına Bree merhem olabilecek midir? İki yaralı ruh birbirlerini tedavi edip tek bir kalpte birleşebilecek midir? Okuyup görün bakalım :P

Kitabı nasıl yorumlayacağımı bilmiyorum gerçekten.MUHTEŞEMDİ! Başlarken beklentilerim yüksekti ve beklentilerimi kesinlikle karşılayan bir kitaptı Başka Dilde Aşk.Eğer bu kitabın sıradan bir aşk hikayesi olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz,mutlaka okumalısınız!

Kitabın konusu ilk duyduğumda çok ilgimi çekmişti.Konuşamayan,çevresi tarafından yabani olarak görülen bir adamla travmatik bir olay yaşamış bir kızın aşkı.Genelde aşk hikayeleri okumaktan pek hoşlanmam çünkü çoğu aşk kitabı içinde oldukça fazla klişe barındırır.Fakat Başka Dilde Aşk kesinlikle aşk kitaplarına olan ön yargıları yıkmak için yazılmış diyebilirim.Okurken sonlarına geldiğimde bitmesin diye ağlayacaktım resmen.

Karakterleri çok sevdim,cidden öyle böyle değil ama. Bree'nin Archer için savaşması,Archer'ın Bree için kendini değiştirmeye çalışması... Tabii ki de favori karakterim Archer oldu,ah Archeer *-* O kaba saba,paspal görüntüsünün altında yatan düşünceli,yumuşak kalpli ve kırılgan insana bayıldım.Bree'yi mutlu etmek için yaptığı şeyleri okurken sırıtmamı engelleyemedim.

(spoiler: Aslında tam spoiler sayılmaz ama yine de koymak istedim bu ibareyi :D Bree ile yaşadıkları bir olaydan sonra gönlünü almak için en sevdiği çikolatalardan buket yapıp kapısının önüne bırakması müthişti ^^ )

Archer'ın iç dünyası gerçekten çok derin.7 yaşında geçirdiği kazadan beri kimseyle konuşamamış,kimse de onunla iletişime girmek için çaba harcamamış.Hep onu artık gibi görmüşler.O yüzden o kadar yalnız ki okurken içiniz acıyor.Fakat Bree geliyor ve hayatında köklü bir değişiklik oluyor.Bree onunla konuşuyor,16 senedir onunla iletişime geçen ve en önemlisi onu tam anlamıyla fark eden ilk kişi oluyor. Cidden çok dokunaklı bir şey bence bu.Çocuk yaşta yaşadığı bu ağır olay sonunda yanında onu anlayan kimsenin olmaması Archer'da doğal olarak büyük bir boşluk oluşturmuş fakat Bree bu boşluğu dolduruyor.



Kitap müthiş akıcıydı.Yoğun dönemime geldiği için maalesef ki her ne kadar elime ulaştığında hemen okumak istesem de okuyamadım ve kitaba dün başlayabildim anca ve başladığım gün bitti.Elimden bırakamadım ve dediğim gibi sonlara yaklaşırken bitmesin diye ağlayacaktım.Ayrıca o kadar çok alıntı buldum ki kitaptan her yeri post-it ile doldu diyebilirim.

Kitapta kısa bir yer tutsa da Thor'un bahsinin geçmesine bayıldım,bunu söylemeden geçemeyeceğim :D

Kitabı iyi yorumlayabildiğimi kesinlikle düşünmüyorum çünkü ne yazsam kesinlikle yeterli olmayacak bu kitap için.Düşüncelerimi toparlamak için yorumu girmeyi bir gün ertelemiş olsam da anca kitabın harikalığını bu kadar yansıtabildim.Umarım size kitap hakkında az da olsa fikir verebilmişimdir ^^

Kesinlikle Goodreads'teki aldığı yüksek puanı fazlasıyla hak eden bir kitap.Kitap okumak iyi insanların ve aşkın gerçekten var olduğuna inanmamı sağlıyor ve bu kitap inancımı tazeleyen en güzel örneklerden birisi. Mutlaka ama mutlaka okumalısınız Başka Dilde Aşk'ı.Bitirdiğinizde eminim ki kitap bittiği için üzülecek ama böyle müthiş bir kitap okuduğunuz için de sevineceksiniz.

Destekleri için Yabancı Yayınları'na çok teşekkürleer ^^ 


a Rafflecopter giveaway