29 Şubat 2020 Cumartesi

Sevdiğim Tüm Erkeklere - Jenny Han / Yorum

YA ŞİMDİYE DEK ÂŞIK OLDUĞUNUZ HER ERKEK
ONLAR HAKKINDA NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜZÜ ÖĞRENSEYDİ?..
HEM DE HEPSİ AYNI ANDA!

“Yazarken kendimi hiç tutmuyorum. O kişi asla okumayacakmış gibi yazıyorum çünkü asla okumayacak. Tüm gizli düşüncelerimi, tüm gözlemlerimi, içimde biriktirdiğim her şeyi mektuba döküyorum. Bitirdiğimde zarfı kapayıp adresi yazıyorum ve şapka kutuma koyuyorum.

Düşünürsek tam manasıyla aşk mektubu sayılmazlar. Artık daha fazla âşık olmak istemediğim zaman yazıyorum. Veda etmek için. Çünkü yazdıktan sonra beni tüketen bu aşk tarafından tüketilmem sona eriyor. O da benim gibi muzla mı sever diye düşünmeden mısır gevreğimi yiyebiliyorum; aşk şarkılarına onu anmadan eşlik edebiliyorum. Eğer aşk ele geçirilmeyse, mektuplarım da benim şeytan çıkarma ritüelim sayılabilir. Mektuplarım beni özgür kılıyor. Ya da en azından öyle olmasını umuyorum.”

LARA JEAN AŞK MEKTUPLARINI ANNESİNİN VERDİĞİ BİR ŞAPKA KUTUSUNDA SAKLIYORDU.

Bunlar başkasından aldığı mektuplar değil, kendi yazdıklarıydı. Sevdiği her çocuk için bir; toplam beş tane. Yazarak kalbi ile ruhundakileri dışarı dökebiliyor ve gerçek hayatta asla söyleyemeyeceği duyguları mektuba aktarabiliyordu çünkü onları sadece kendisi görecekti. Tabii bu gizli mektuplar postalanınca durum değişti ve böylece Lara Jean’in hayali aşk hayatı birdenbire kontrolden çıktı…


Sayfa Sayısı: 360
Baskı Yılı: 2017
Yayınevi: Pegasus  
Orijinal Adı & Seri Adı: To All the Boys I've Loved Before
Seri Sırası: 1 / 3
Goodreads Puanı: 4.17 / 5

______________________________________________________

Herkese merhaba! Umarım herkes iyidir diyerek yazıma başlamak istiyorum fakat bu pek mümkün olmasa gerek. Ülkemiz ve tüm dünya oldukça zor, yıpratıcı ve üzücü zamanlardan geçerken iyi hissetmek zor doğrusu. Yine de herkese iyilik, mutluluk, huzur ve sağlık dileklerimi ileterek açılışı yapmak istedim.

Bugünkü yazımda yorumlayacağım kitap oldukça popüler olan ve ülkemizde bu popülerliğinin büyük bir çoğunluğunu da Netflix uyarlaması filminden elde eden Sevdiğim Tüm Erkeklere kitabı. Kısaca konusundan bahsetmek gerekirse; Lara Jean Song Covey 16 yaşında bir lise öğrencisidir. Oldukça başarılı ve zeki bir öğrenci olan Lara Jean çok geniş bir sosyal çevreye sahip olmamakla birlikte genelde hayal dünyasında ve kitaplarda yaşayan bir kızdır. İçedönük bu sevimli karakterimizin herkesten canı pahasına sakladığı bir şey vardır; annesinin ona küçükken verdiği bir şapka kutusu. Bir şapka kutusunu bu kadar özel kılan nedir diye düşünebilirsiniz. Bu kutu Lara Jean için oldukça özeldir çünkü kutunun içinde o zamana dek sevdiği tüm erkeklere yazdığı aşk mektupları bulunmaktadır. Gönderilmek amacıyla yazılmamış olan bu mektupların asıl yazılma nedeni Lara Jean'in kendi hayalinde yarattığı bu aşklara veda etmek istemesidir. Bu mektuplarla duygularını sonlandıran Lara Jean'in hayatı günün birinde gizemli bir şekilde bu mektupların sahiplerine, yani yazıldıkları kişilere, gönderilmesiyle altüst olur. Gönderilen bu beş mektubun hayatında yarattığı kaosu Lara Jean nasıl çözecektir?

Bu kitabı ilk çıktığı zamanlarda görüp Goodreads'te okuma listeme eklemiştim, konusu çok tatlı gelmişti çünkü bana. Sonradan internetten kitap alışverişi yaptığım bir gün kitabın İngilizce versiyonunu bulur bulmaz satın almış ve kitabı okumak için sabırsızlanmıştım. İşte bu sabırsızlanma zamanım 2015 yazına tekabül ediyor... Ve evet, ben bu kitabı yeni okudum... Araya bir şeyler girdiği için ilk aldığım zamanda okuyamadığım bu kitabı ilerleyen senelerde de bu kitabı okumak için fazla büyüdüğümü ve kitabın bana klişe geleceğini düşündüğümden bir türlü okuyamadım. Fakat son zamanlarda kafamı dağıtmak için bir şeylere ihtiyacım olduğumdan raflarım arasında çerezlik bir kitap ararken bu kitabı gördüm ve NİHAYET BEŞ SENE SONRA kitaba şans verdim. Ve itiraf etmeliyim, kesinlikle pişman değilim.

Kitabın konusu ve olay örgüsü, 20 yaşında birisinin gözüyle değerlendirdiğimde, oldukça klişe, bunu kabul ediyorum. 15-16 yaşlarında, romantizm deneyimi olmayan "saf" ve iyi kız tiplemelerinin olduğu lise hikayelerini okumaktan/izlemekten hepimize gına gelmiştir herhalde. Belki bu kitabın da sıradan bir lise kitabı olacağını düşünerek kitaba başlarken beklentimi olay örgüsü hakkında yüksek tutmadığım için ya da belki de tam olarak böyle kafa dağıtmalık bir kitap aradığım için Sevdiğim Tüm Erkeklere'yi beklediğimden çok daha fazla beğendim. Bunun en büyük nedeni olay örgüsünün, her ne kadar klişelerle dolu olsa da, çoğu zaman mantıklı bir şekilde ilerlemesiydi. Hani gençlik kitaplarında baş karakterimiz olan kızımız kötü/popüler çocuğa görür görmez vurulur ve kitap boyunca aşk sancıları yaşar ya, bu kitapta öyle bir şey yok işte. Kitaptaki romantik ilişki damdan düşmüş gibi gelişmiyor, aksine normal hayatta da olduğu gibi karakterler birbirini tanıyıp birbirleriyle bağ kurdukça oluşuyor. Bu da kitabı benzerlerine göre çok daha gerçekçi kılan ve sevmemi sağlayan unsurlardan en önemlisiydi.

Kitabı sevmemin bir diğer önemli nedeni ise baş karakter, Lara Jean. Ah Lara Jean, o kadar bensin ki! Tabii ki de Lara Jean'in kitap boyunca yaptığı çok ama çok saçma bulduğum bir sürü şey vardı ama genel olarak baktığımızda Lara Jean, en azından benim için, bağ kurması fazlasıyla kolay bir karakter. Dışa dönük olmanın olmazsa olmaz bir meziyet sayıldığı hayatta ve dışa dönüklüğün popüler olmakla eşdeğer olduğu lise gibi bir ortamda içe dönük birisi olarak utanmadan, sıkılmadan kendi gibi olması Lara Jean'i sevmemi sağlayan bir unsurdu. Öte yandan hayal dünyasında yaşaması ve sevdiği erkeklere mektup yazarak bunu aşmaya çalışması bana direkt kendimi hatırlattı. Hoşlandığım insanlara mektup yazıp, zarflara koyup adreslerini de bu zarfların üstünde yazarak bir kutuda saklamıyorum tabii ki fakat hislerime ve neden öyle hissettiğime dair ilgililerinin asla okumayacağı yazılar yazmayı çok ama çok seviyorum. Kitapta (sanırım) Peter'ın Lara Jean'e söylediği iki şey vardı : “You'd rather make up a fantasy version of somebody in your head than be with a real person.” ve “You only like guys you don't have a chance with, because you're scared.”.  Kendimle alakalı bu kadar gerçekçi cümleleri bir kitap karakterinin ağzından duyacağımı (okuyacağımı??) hiç düşünmemiştim. Ayrıca Lara Jean ehliyetini yeni almış olduğu için tecrübesiz olduğundan araba sürmekten deli gibi korkuyor ve bilin bakalım başka kim araba sürme korkusunu yaşıyor? Evet doğru bildiniz, tabii ki de ben. Bu tip kusur gibi görünen ve benim de yaşadığım küçük bir detayın kitaba dahil edilmiş olması çok hoşuma gitti. Dolayısıyla Lara Jean'in ilişkilere bakış açısı, olaylara verdiği tepkiler ve genel olarak kişilik özellikleri bana çok yakın geldi.

Bir diğer önemli karakterimiz Peter Kavinsky'e geçelim. Umarım kızmazsınız arkadaşlar ama, Peter karakteri beni bu kitapta hayal kırıklığına uğratan faktörlerden en büyüğüydü. Kitabın klişelerle dolu olan çoğu kısmı Peter üzerineydi zaten. Sporcu, ultra popüler, herkesin aşık olduğu Peter Kavinsky hakkında o kadar övgüler duymuştum ki senelerdir, kitabı okumaya başlar başlamaz bu karaktere çok fazla bağlanacağımı düşünüyordum. Bunun yerine karşımda ilgi meraklısı, birileri tarafından onaylanmaya delicesine muhtaç, toksik ilişkisinden asla vazgeçemeyen ve çoğu hareketine gıcık olduğum bir insan bulunca çok şaşırdım ve üzüldüm şahsen. Book boyfriend'lerim arasına girmesini umduğum biriydi çünkü Peter. Dümdüz, sıradan bir genç-yetişkin kitabı karakteriydi Kavinsky, benim için onu öne çıkaran hiçbir özelliği yoktu kitap boyunca. En çok ama en çok sinirimi bozan özelliği ise sürekli eski sevgilisi Genevieve'in yörüngesinde olması ve iradesizlikte çığır açması oldu. Kitabın sonlarına doğru ise biraz daha sevilebilir bir karakter haline geldi, biraz yontuldu yani, ama yine de Peter maalesef ki benim sevdiğim bir karakter değildi bu kitap boyunca. Fakat şunu söylemek istiyorum ki bu yazıda sadece ilk kitabın yorumunu giriyor olsam da aslında Sevdiğim Tüm Erkeklere serisinin tamamını art arda okudum. Onların yorumunu girer miyim bilemediğim için belirtmek istedim ki şu an Peter'a karşı nefret falan hissetmiyorum, aksine sevdiğim bir karakter oldu kendisi. Fakat daha ilk kitaptan insanların Peter Kavinsky diye ölüp bitmelerine pek anlam veremedim sadece.

Diğer karakterlerden bahsedelim biraz da. Lara Jean'in kardeşi Kitty kitaptaki favori karakterlerimden biriydi kesinlikle. 10-11 yaşlarında olmasına rağmen yaşından çok daha büyük bir kıvrak zekaya sahip olması ve iğneleyici mizahı ile kitabı çok daha keyifli hale getiren bir karakterdi kendisi. Genel olarak Lara Jean - Kitty - en büyük kardeş Margot arasındaki ilişkiyi çok sevimli buldum zaten. Ablam veya kız kardeşim olmadığı için bu üçlü arasındaki kız kardeşlik ilişkisini okumak içimi ısıttı. Bir diğer önemli karakterse Lara Jean'in mektuplarından birinin yazıldığı ve Margot'un eski sevgilisi olan Josh'tu. Josh ve Lara Jean ilişkisini Josh'un Margot'un eski sevgilisi olmasından ötürü etik nedenlere dayandırarak desteklemesem de Josh'u bir arkadaş olarak çok sevdim. Hatta Peter'dan çok çok çooook daha fazla sevdim. Egosu olmayan, kendi halinde takılan, yardımsever ve sadık bir dost kendisi, yani Peter'ın tam tersi. Tamam neyse, yine Peter'ı gömmeye dönmeyeceğim.

Kitap bahsettiğim gibi basmakalıp olaylar, kişilik özellikleri ve durumlar içeriyor. Genç yetişkin tarzı bir kitap yazarken bu tip şeylerden kaçınmak imkansız gibi bir şey zaten. Sevdiğim Tüm Erkeklere bu klişeleri olay örgüsüne rahatsız etmeyecek şekilde yedirmeyi başardığı için bu durum okurken göz devirmeden ve "cringe" olmadan sayfaları çevirmenizi sağlıyor. Kitap işte bu yüzden çok ama çok akıcı. Konusunda çözülmesi gereken büyük bir gizem veya aşırı merak uyandıran bir şey olmasa da göz açıp kapayıncaya dek kitabın sonuna gelmiş oluyorsunuz. Yazarın dili ve eğlenceli anlatım tarzı da bu akıcılıktaki en büyük etkenlerden birisi. Ayrıca kitabı okurken sürekli lise yıllarıma döndüm ve içim ilginç bir neşeyle doldu. Lise yıllarınızı bitirmiş biriyseniz siz de muhtemelen benim gibi kitabı okurken sevimli bir nostalji hissedeceksinizdir.

Kısacası Sevdiğim Tüm Erkeklere eğer ki kafanızı ve sizi yormadan size hoş vakit geçirtecek bir kitap arıyorsanız okumanız gereken bir kitap. Bu tip kitaplar aşka ve küçük mucizelere dair inançlarımızı diri tutmamızı ve hayata biraz daha pozitif bir pencereden bakmamızı sağlıyor ve bence Sevdiğim Tüm Erkeklere türünün başarılı örneklerinden birisi. İçinizdeki gençlik neşesini hissetmek için bu kitaba bir şans verebilirsiniz bence :)

Son olarak değinmek istediğim şeyse Netflix tarafından yapılan film uyarlaması. Lara Jean'i Lana Condor ve Peter Kavinsky'i Netflix filmlerinin kadrolu elemanı Noah Centineo oynuyor. Kitabı okuduktan hemen sonra filmi de izledim ve kötü bir film olduğunu düşünmüyorum. Eee yani sürekli festival filmleri izleyip analiz kasacak değiliz :D Sıradan, eğlenceli ve orta kalibre bir gençlik filmi olmuş. Filmi izleyip beğendiyseniz ya da benim gibi orta seviyede bir film olduğunu düşündüyseniz size mutlaka kitabı okumanızı öneriyorum. Her zaman olduğu gibi, kitap filmden çok daha derinlikli ve çok daha güzel. Sırf Lara Jean'in iç monologlarını okumak için bile başlayabilirsiniz bu kitaba, pişman olacağınızı düşünmüyorum :)

Bir sonraki yorumda görüşmek üzere, hoşça kalın! :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder