"Hayat, sen planlar yaparken basına gelenlerdir" denir ya, aşk da öyledir…
Eadlyn, Illéa'nın kendi Seçim'ini yapacak ilk prensesi olmuştu ama otuz beş adaydan herhangi birine âşık olmayacağına kesinlikle emindi. Planlarında aşka yer yoktu. Yarışmanın ilk beş haftasını, onları evlerine geri gönderebilmek için günleri sayarak geçirdi.
Ancak sarayda gelişen olaylara bakılırsa, kaderin Eadlyn için başka planları vardı. Eadlyn, annesiyle babasının peri masalına benzer aşkları gibi bir ask yaşayabileceğinden, üstlendiği yeni görevler dolayısıyla buna fırsat bulabileceğinden emin olmasa da, Eros'un okunu durdurmak mümkün mü?!
İste o an geldi, bir mucize gerçeklesti!
Hem de gökten yağan elmalar eşliğinde…
Dünya çapında büyük bir hayran kitlesi olan Seçim serisi, yeni kitabıyla yine çok dokunaklı bir masal anlatıyor.
Sayfa Sayısı: 264
Baskı Yılı: 2016
Yayınevi: DEX
Orijinal Adı: The Crown
Seri Adı: The Selection
Seri Sırası: 5 / 5
Goodreads Puanı: 3,85 / 5
_________________________________________________
Herkese merhaba! Nasılsınız? Ülkece korku dolu ve oldukça travmatik bir dönemden geçtik ve elbet ki hepimiz bunun izlerini hayatımız boyunca taşıyacağız.Umuyorum ki herkes az da olsa toparlanmaya ve kendini iyi hissetmeye başlamıştır.
Blogu oldukça boşladığımın farkındayım ancak bunun sebebi üşengeçlik değil,kitap okuyamıyorum.Yaşadığımız gergin günler nedeniyle televizyon başında haber kovalıyorum hala neler oluyor neler bitiyor diye.Ayrıca bir yandan da ders çalışmaya çalışıyorum. E,dolayısıyla vakit de kalmıyor okumaya. Bu ay Taç dahil olmak üzere sadece İKİ kitap okuyabildim ve diğeri de zaten çabuk okunan bir çizgi roman.Biliyorum rezalet durumdayım...
Blog oldukça boş durumda olduğundan bu ay okuduğum ilk kitabın yorumunu sizlerle paylaşmak istedim. Her zaman olduğu gibi konuyu anlatarak başlıyorum yorumuma.
-ilk 4 kitabı okumayanlar için spoiler içerir-
Ülke yönetmek gibi büyük bir sorumluluğu üstlenen Eadlyn'in bir yandan da Seçim'i devam ettirmesi ve kendine en uygun eşi seçmesi gerekmektedir. Bu seçimi yaparken halkın isteğine göre mi yoksa kalbinin sesine göre mi hareket etmelidir? Halkın onu sevmemesinden ve ayaklanma çıkarmaya çalışmasından korkan Eadlyn hem ülkede huzur ortamı yaratmaya,hem eşini seçmeye,hem küçük kardeşleriyle ilgilenmeye,hem de harap olmuş babasını düzeltmeye çalışmaktadır. Eadlyn,bu kadar ağır yüklerin altından kalkmayı başarabilecek midir?
-spoiler bitti-
Eadlyn benim için ilk kitapta ikiz kardeşini çok seven,üstünde olan sorumlulukları altında ezilen bir kızdı. Fakat buna rağmen güçlüydü,asiydi. Taç'ta ise neden bilmiyorum ama Eadlyn'den okudukça soğumaya başladım. Veliaht Prenses için Goodreads'te bunları yazmışım okuduğum ilk zamanlar.
Son sayfalarda cidden aşırı duygulandım çünkü Eadlyn ile empati yapmam çok kolaydı.Bunun nedeni ise Eadlyn ile gerçekten çok benzememiz. Eminim ki okurken gıcık olacaksınız ona ve doğru söylemek gerekirse ben de zaman zaman çok gıcık oldum ama şu gerçeği göz ardı edemem,biz cidden baya baya benziyoruz karakter olarak birbirimize.Onun o bağımsızlık düşkünlüğünü,kontrolü kaybetmeme çabasını okurken resmen kendimi gördüm. Ayrıca Eadlyn'in duygularını göstermekten kaçınması,kendini insanlara karşı kapatması aynı ben! Şu an kendimi övmek için söylemiyorum bunları sakın yanlış anlamayın çünkü bunun övülecek bir tarafı yok.Hatta okurken,biraz önce de belirttiğim gibi, büyük ihtimalle Eadlyn'i yolmak isteyeceğiniz zamanlar olacak ama n'apalım yani biz de böyleyiz,kızmayın bize :(
Kitabın başlarında Eadlyn'e ciddi anlamda gıcık oldum ama sonradan onu anlamaya başlayınca kızamadım kıza çünkü resmen kendimi azarlamış olacaktım ona kızsam :D O yüzden bu kitabı çok sevdim, kendimi en çok ilişkilendirdiğim üç karakterden biri falandır Eadlyn ve bu kitabı benim gözümde çok çok değerli kıldı.
Erkeklerden kimi seçiyorsun derseniz cevabım şu;SEÇEMİYORUM.Ya ben baya kişiyi sevdim! İlk üç kitapta iki seçeneğimiz vardı ; Maxon ve Aspen.(tabii ki Maxon'cığımı seçmiştim) Fakat bu kitapta favori bir üçlüm var -anca üçe düşürebildim sayıyı maalesef- ; Kile,Henri ve Erik.Bunlar dışında Hale ve Fox'u da sevdim. Bu üçlüden -ya da Hale ve Fox'u da katarsak beşliden- kimi seçerse seçsin kabulüm.
Şimdi düşünüyorum da ilk kitapta Eadlyn ile kendimi gerçekten çok bağdaştırmıştım ama ikinci kitap... O Eadlyn gitmiş başka bir Eadlyn gelmiş gibiydi. İlk kitaba göre daha kırılgan ve kararsız bir kıza dönüşmüştü ve bu benim sinirimi bozdu.
Gelelim Seçim erkeklerine.İlk kitapta da söylediğim gibi favorilerim Kile,Henri ve Erik'ti.Hale ve Fox'u da seviyordum. Bu beşlinin arasında en favorim olan biri vardı ancak şu an kim olduğunu söylemeyeceğim çünkü kim olduğunu söylersem birazdan yazacaklarımdan dolayı kitaptan spoiler yemiş olursunuz.
Favorim olan kişinin seçilmediğini söyleyerek kitaba nefretimi kusmaya başlıyorum. Seçmemesini geçtim kalbini de kırdı çocuğun! Yani kırdı gibi oldu,sonradan kendini açıkladı falan ama neyse. Yani o dururken diğerlerinden birini seçmen! Eadlyn seni öldürmek istiyorum!
Kitap her zamanki gibi oldukça sürükleyiciydi ama ben kitabın daha uzun olması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle son sayfalarda olaylar o kadar oldu bittiye getirildi ki dedim bi' dakika noluyoruz?!??!? Önemli olayların sona saklanması doğal bir durum fakat hepsinin sonda olması ve her şeyin bir anda gerçekleşmesi benim hiç hoşuma gitmedi.
-spoiler
Kitapta en çok sinirimi bozan şey ise geçen kitapta giden Ahren'in bu kitapta onca olay olmasına rağmen anca kitabın sonlarına doğru gelmesiydi. Oğlum senin annen SENİN YÜZÜNDEN kalp krizi geçirmiş ve sen rahat rahat gidip Fransa Prensesi'yle pembe panjurlu şatonuzda sefa sürüyorsun.Nasıl evlatsın sen ya? Bir de Eadlyn geçen kitapta öve öve bitirememişti Ahren'in iyiliğini. Olmaz olsun böyle iyilik. Eadlyn'in nasıl affettiğine şaşırıyorum böyle büyük bir olayı. Neredeyse annen ölüyordu onun yüzünden yahu?! Hem de seni ülke yönetmek gibi kocamaaaan bir görevle,ona en ihtiyacın olduğu anda yalnız başına bırakıp gitti bu çocuk,nasıl affedilir bu?!?!
-spoiler bitti
Kitapta sevdiğim yerler de oldu elbet. Eadlyn'in küçük kardeşleriyle ilişkisini biraz daha fazla görme şansımız oldu ve bu benim hoşuma gitti. Yine Eadlyn'in ailesine olan bağlılığı ve sevgisi,halkının isteklerini dikkate alması da sevdiğim şeylerden. Ayrıca adayları daha iyi tanımış olmamız da güzeldi. Her zamanki gibi akıcı,sıkmayan ve çabuk okunan bir kitaptı. Son olarak da açığa çıkmasıyla "E YOK ARTIK!!" olduğum iki tane olay vardı ve bu olaylar da kitabı gözümde daha iyi bir seviyeye taşıdı.
Belirttiğim gibi,Beni Seç serisi genel olarak sevdiğim ve keyif alarak okuduğum bir seri fakat bence asıl seri,yani Beni Seç - Elit - Sonsuza Dek daha başarılı yazılmış kitaplardı. Son çıkan iki kitap -özellikle de son kitap- öylesine karalanmış,para kazanmak amacıyla yazılmış kitaplar gibi geldi bana. Yine de seriye devam edildiği için ve eski karakterleri yeni hayatlarıyla okuyabildiğimiz için mutlu olduğumu da belirtmeliyim.
Beş kitap arasında en az beğendiğim kitap oldu Taç. Yine de bu serinin okumaya değer,eğlenceli bir seri olduğunu düşünüyorum. Distopya olarak geçse de genel olarak romantizm üzerinden ilerliyor dolayısıyla seriyi distopya sevmeyenler de rahatlıkla okuyabilir. Mutlaka okuyun diyemem ancak boş zamanınız varsa ve okunacak kitap arıyorsanız önerebilirim bu seriyi.Ayrıca kapakları da çok estetik duruyor,beğenmeseniz bile kapaklarına bakıp görsel zevk yaşarsınız en azından :D
Nerelerdesin?? Uzun yorumlarını özlemiş bulunmaktayım :)
YanıtlaSilÜniversite sınavı gibi bir bela var üstümde maalesef :( Hiçbir şey okuyamıyor,eski okuduklarımın yorumunu girmek için de vakit bulamıyorum :(
SilFakat inşallah önümüzdeki yaz acısını çıkaracağım bunun :D
Merak ettiğin için teşekkür ederiim!! <3