8 Aralık 2015 Salı

KVBT 15. Tur 4. Gün | Hançer - Akis / Ezgi Bağcı | Yorum + Çekiliş



Gölgeydi… Gölgelere boyanmıştı adam… Ölümün kanlı kıyılarında bir gezgin olmaya zorlanmıştı. Işık düşmemiş maskesizliğine, bir kadının aksi sirayet etmişti. Kızıla boyanmıştı kadın… Gençliği öyle uzakta kalmıştı ki, ufku izleyen ve günbatımının hüznüne kapılan kanadı kırık serçe çırpınıyordu yüreğinde. Çöl misali kurak olan bir karanlıkta susuz kalmış ruhuyla sarılmıştı, adama. Ve aynı adam yangın içirmişti yüreğine… Bu sefer en baştan tanıdılar birbirlerini. Yeşil, karanlığını arındırdı toprakta… Aşk, gölgeleri süpüren ölümün karanlığına sürükleyen bir yansımaydı yüreklerinde.


Sayfa Sayısı: 325
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Postiga


_______________________________________________________________

Herkese merhabaa! Nasılsınız? Beni sorarsanız şu sıralar biraz başım sıkışık ancak ona rağmen bu turla ilgilenmek,alıntılar yapıp yorum girmek ve en önemlisi okumak beni çok mutlu ediyor.Fakat belirttiğim gibi vaktim olmadığından bu yorum maalesef kısa bir yorum olacak. Uzatmadan konuya geçiyorum.

-ilk kitabı okumayanlar için spoiler içerir

İlk kitabın sonunda bildiğiniz gibi Melek,Marco'nun onunla birlikte olma sebebinin sadece anahtar olduğunu düşünür ve bu yüzden ayrılırlar. Kitap Melek ve Marco'nun birbirlerinden uzaktayken hayatlarına devam etmesini anlatıyor başlarda. İkisi de bunu başarmakta her ne kadar zorlansa da birbirlerinden uzak durmakta kararlılar. Günün birinde Melek'in dünyasını değiştiren bir not geliyor ona. Marco'nun tanıdığı birinden gelen bu not sonucunda Marco ile yüz yüze gelen Melek,cevaplara sadece notun sahibinden ulaşabileceğini öğreniyor. Marco'nun da sorularının cevapları aynı kişide olduğundan o kişiyi ve cevapları bulmak için beraber bir yolculuğa çıkıyorlar,hem de ne yolculuk ama!

-spoiler bitti

İlk kitabın 100 sayfasında falan sıkıldığımı söylemiştim,aynı şey bu kitap için de birazcık geçerli oldu diyebilirim.Belki de bunun nedeni benim şu sıralar yoğunluktan herhangi bir şeye odaklanamamamdır,bilemiyorum.Fakat kitap sonradan bir açıldı ki! Belirli bir bölümden sonra kitap oldukça heyecanlanıyor ve elinizden bırakamıyorsunuz.

Karakterlere gelince; Melek'in o masumluğunu gerçekten seviyorum.Marco'nun o tehlikeli havasıyla güzel bir kontrast oluşturuyorlar.Ancak benim favorim Alvino! Aman Allah'ım bu nasıl bir müthişlik! Esra ile aralarında geçen diyalogları okurken gülümsemeden duramadım resmen,çok fena destekliyorum bu çifti! :D

Karakterlerin bir önceki kitaptan bu yana değişim geçirdiklerini anlayabiliyoruz. Melek hala masum bir tarafa sahip olsa da çok daha güçlü,aynı şey Esra için de geçerli.Alvino pek değişmemiş ancak artık o sırılsıklam aşık! Ve bu onu çok ama çok tatlı yapıyor ^_^ En büyük değişim ise Marco'da tabii ki. Geçen kitapta Marco'yu sevmediğimi söylemiştim çünkü gerçekten ama GERÇEKTEN çok katıydı! Katı insanları sevmiyorum ya,hele ben de Melek gibi konuşkan,cıvıl cıvıl bir insan olduğum için hiç anlaşamam öyle insanlarla.Fakat bu kitapta Marco'nun o ketum tarafının törpülendiğini çok rahat bir şekilde hissedebiliyorsunuz,ve açıkçası ben bu Marco'yu daha çok sevdim ^_^

Yazarın dili akıcı fakat bence öncelikle biraz alışmak gerekiyor diline.Yanlış anlamayın,ilk kitapta da dili beğenmiştim bu kitapta da beğendim ancak sanırım dile alışmak için bir 40-50 sayfa okumak gerekiyor.Zaten sonra dil sizi içine çekiyor ve oldukça keyif alarak okuyorsunuz.

Kitap genel olarak beğendiğim bir kitap oldu.Başlarında sıkılsam da sonradan gerçekten büyük merakla okudum ve ilk kitaptan daha çok beğendiğimi rahatlıkla söyleyebilirim.

Kitabımızı iki kişiye hediye ediyoruz.Rafflecopter çekilişi için aşağıya,Facebook çekilişi için ise buraya bakabilirsiniz. Herkese bol şans!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder