28 Kasım 2014 Cuma

Kayıp Kız / Gillian Flynn - Yorum

Aşık olduğunuz insanı ne kadar tanıyabilirsiniz?

"Ne düşünüyorsun Amy?.. Evliliğimiz boyunca dile getirmesem bile, içten içe, sürekli sorduğum soru bu. Sanırım bu tür sorular tüm evliliklerin kaçınılmazı: Ne düşünüyorsun? Neler hissediyorsun? Sen kimsin? Bize ne oldu? Şimdi ne yapacağız?"

Evliliklerinin beşinci yıldönümü sabahında, karısı Amy aniden ortadan kaybolunca, Nick Dunne bu sorularla baş başa kalıyor. Polisin baş şüphelisi Nick. Amy'nin arkadaşları, kadının Nick'ten korktuğunu, bazı şeyleri ondan sır gibi sakladığını söylüyor. Nick'e göre bütün bunlar büyük bir yalan. Polis, Nick'in bilgisayarında tuhaf bilgilere rastlıyor. Dahası, biri, cep telefonundan ısrarla Nick'i arıyor. Asıl soru şu; Nick'in güzel karısına ne oldu? Peki, Amy'nin özenle paketleyip bıraktığı kutuda ne vardı?
Kayıp Kız'da evlilik, tam bir savaş sanatına dönüşüyor.

"Bıçak kadar keskin. Şaşırtıcı derecede sinsi. Akıl almaz bir oyun. Kayıp Kız, Gillian Flynn'den baş döndürücü bir roman. Gillian Flynn'in gerilim konusunda Patricia Highsmith'den geri kaldığını düşünüyorsanız, dantel gibi dokunmuş bu hikayenin ayrıntılarına bir daha göz atın. İlk okuduğunuzda yüreğinizin sıkışmasına neden olan şeyler, ikinci okuyuşunuzda tamamen farklı görünecek." 
Janet Maslin, The New York Times

"Alfred Hitchcock'u bile kıskandıracak, karşı konulmaz bir yaz gerilimi. İnsan psikolojisinin en karanlık kuytularına inen bu nefis gerilim romanı tüylerinizi diken diken edecek." 
People


Sayfa Sayısı: 600

Baskı Yılı: 2014
Yayınevi: Artemis Yayınları
Çevirmen: Uğur Mehter
Orijinal Adı: Gone Girl
Goodreads Puanı: 3.95/5

___________________________________________________

Çok fazla gizem içeren romanlar okumasam da Kayıp Kız ilk gördüğüm andan itibaren okuma listemde olan bir kitaptı.Okumadan önce sıradan bir kayıp vakası okuyacağımı düşünsem de okurken ne kadar yanıldığımı fark ettim.

Amy ve Nick'in evlendikleri ilk zamanlar ilişkileri mükemmeldir,birbirlerine çok uyumludurlar ve birbirlerini seviyorlardır,bundan müthiş ne olabilir ki zaten?Her şey olması gerektiği gibi giderken ilişkilerinde yavaş yavaş çatlaklar oluşmaya başlar,iki taraf da bu sorunları düzeltmek için çabalasa da pek başarıya ulaşamazlar ama boşanmazlar da,Tuhaf bir çiftler yani.

Nick artık Amy'den bezmiştir,onun despot tavırlarına ve kavgacı ruh haline katlanamamaktadır.Beşinci evlilik yıl dönümlerinden bir önceki akşam her zamanki gibi kavga etmişlerdir ve Nick sabah kafasını toplamak için evden uzaklaşmıştır.Eve döndüğünde ise karısı Amy'yi bulamaz,üstüne üstlük salon darmadağın edilmiştir ve her yer boğuşma izleriyle doludur.Çok korkan Nick polisi çağırır,polis Amy'nin kaçırıldığı kanısına varır.Fakat Nick'i kötü bir sürpriz bekliyordur; baş şüpheli Nick'tir. Hem karısının kaybolmasıyla hem de şüpheyi kendinden çekmekle uğraşan Nick çok zorlu bir yola girdiğinden bihaberdir.


Bu nasıl bir kitap ya?Psikopatça ama aynı zamanda aşırı dahice.Bayıldım!!Yazarın yarattığı karakterler gerçekten çok sevilMEyesi. Zaten yazarın da karakterleri oluştururken amacının bu olduğunu düşünüyorum.

Kitabı Amy'nin tuttuğu günlükteki bakış açısıyla ve Nick'in bakış açısıyla okuyoruz.İki karakterin de zihinlerine dalabiliyoruz böylece.Aynı olayı ikisinin bakış açısından da okuyup olayların ne kadar farklı yorumlanabileceğine hayret ediyorsunuz.Amy'nin günlüğünü okurken Amy'ye,Nick'in düşüncelerini okurken de Nick'e biraz daha yakın hissediyorsunuz.E,tabi bir noktadan sonra tüm görüşleriniz ve yürüttüğünüz tüm fikirler siliniyor ve çarpıcı gerçekle karşılaşıyorsunuz.

Amy gerçekten çok despot bir karakter ve herkes onunla ilgilensin,herkesin favorisi o olsun istiyor.Hepimiz ilgiyi severiz normal olarak ama Amy için ilgi odağı olmak hayatının amacı haline gelmiş.Doğal olarak da Nick bundan sıkılmış.Açıkçası Nick'i de Amy'yi de sevmedim.Sanırım en çok Nick'in kardeşi Go'yu sevdim.Çok destekleyici bir karakter ve kardeşini,daha doğrusu ikizini,sürekli koruyup,onunla arkadaş gibi geçinmesi müthişti.

Yazarın oluşturduğu karakterlerin neredeyse hepsi birbirinden gıcık ve gerçek hayattaki karakterlerle
baya benzeşiyorlar.Tabii ki herkes Amy kadar despot ve ilgi arsızı ya da Nick kadar sorumsuz bir adam değil ama en azından kişilik özellikleri -her ne kadar abartılsa da- günlük hayattaki insanlarla bir hayli uyumlu.

İlk başta okurken Amy'yi haklı bulsam da kitap ilerledikçe Amy'nin nasıl biri olduğunu keşfettim ve onu haklı bulmamaya başladım.Sorun şuydu ki Nick'i de haklı bulmuyordum.İkisinin de haklı olduğu belli başlı konular var ama ikisinin de yanlışları o kadar fazla ki genele bakıldığında ikisinin de haksız olduğunu görüyoruz.

-spoiler

Ya Amy sen ne psikopat bir kadınsın,düşman başına bile vermesin seni Allah.Zeki olduğun su götürmez bir gerçek tamam Nick'in seni aldatmasının yanlış olduğu da doğru ama sen niye gidip böyle saçma sapan sadistçe planlar içine giriyorsun kızım?Tabii intikam al,alma demiyorum -ben olsam ben de alırdım- ama her şeyin bir yolu yordamı var.Gıcık oldum sana ya.

Hele sen Nick,sen karını tanıyorsun.Baştan akıllı uslu boşansana,niye psikopat kadının eline onu aldatarak malzeme veriyorsun?Kadın seni de,tüm dünyayı da ayakta uyutabilecek potansiyele sahip sen bunu beş yıldır anlayamadın mı?Seni de sevmiyorum tabii ki ama Amy'ye göre daha bir katlanılabilirsin.

-spoiler

Kurgu muhteşem.İlk 100-150 sayfada Amy'nin kaybolmasının yarattığı etkileri ve Amy'nin günlüğü sayesinde geçmişteki Nick ve Amy ilişkisini okuyoruz,bu yüzden bu sayfalar biraz durgun geçiyor ve doğru söylemek gerekirse sıkıcı.Hatta ben bırakmayı bile düşünmüştüm kitabı.Fakat sakın öyle  bir yanılgıya düşmeyin,ısrarla okumaya devam edin.İlk 150 sayfadaki tüm bilgiler,tüm kişiler ileride karşınıza o kadar ustalıkla işlenmiş bir şekilde çıkıyor ki ''Bu karakter bunun için miymiş,nasıl yani?Nasıl bu kadar muhteşem bir kurgu olur?'' diye hayran kalacağınızdan eminim.

Kitabın yaklaşık 150. sayfasından sonra kitap birden hareketlenmeye başlıyor,iki karakterlerle de ilgili tahmin bile edemeyeceğiniz kadar şaşırtıcı bilgiler gün yüzüne çıkıyor ve siz de kitabı hiçbir şekilde elinizden bırakmak istemiyorsunuz.

Yazarın aklına hayran kaldım.Sen tut sıradan bir konuyu böyle muhteşem bir kitaba çevir.Hele o okuyan herkesin dumura uğradığı yerde ağzım açık şekilde 15 dakika olduğum sayfayı tekrar tekrar okudum,ne ters köşeydi ama.Fakat maalesef ki sonundan memnun kalmadım,çok aceleye getirilmiş gibi geldi.Bir 50-100 sayfa daha yazsaydı da daha tatmin edici bir son elde etseydi keşke.


Kitabın filmi sanırım 10 Ekim'de Türkiye'de vizyona girdi.Maalesef ki gidemedim ve fırsat bulursam izlemek istiyorum.Amy rolünde Rosamund Pike,Nick rolünde ise Ben Affleck'in oynadığı filmin yönetmeni David Fincher.İzleyenler filmin ilk kısımlarının sıkıcı olduğunu -tıpkı kitap gibi- fakat ikinci yarıdan sonra filmin müthiş derecede heyecanlı olduğunu söylüyorlar.İzleyici yorumlarına göre Rosamund Pike Oscar'lık bir performans sergilemiş.

Kitabı genel olarak çok beğendim,bu yıl okuduğum en güzel kitap olmasa da en akıl kurcalayıcı ve etkileyici kitap olabilir.Okurken aşırı derecede beyninizin çalışmasını sağlıyor ve ben şahsen böyle kitaplara bayılırım.Beğenmeme rağmen tam puan vermeyeceğim çünkü başları gerçekten sıkıcı ve sonu hoşuma gitmedi.

Eğer ki gizem ve suç üzerine yazılmış kitapları okumayı seviyorsanız kesinlikle Kayıp Kız'a bir şans vermelisiniz.Okursanız pişman olmayacağınızı düşünüyorum ve okuduktan sonra kendinizi insan ilişkilerini sorgularken bulacağınızdan eminim.



2 yorum:

  1. Bu benim kitaplığımda okunmayı beklemekte olanlardan :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok bekletmeden oku bence pişman olmazsın :D

      Sil