30 Ocak 2014 Perşembe

Yağmur Sonrası(Sarah Jio)-Yorum

 ''II. Dünya Savaşının tam ortasında yaşanan yasak aşk ve işlenen korkunç bir cinayet...

Umut tükenmiş gibi görünse de ikinci şans her zaman vardır... Ya yoksa?

Anne Calloway ne kadar çabalasa da yetmiş yıldır peşinden gelen anıları bir türlü aklından silemiyordur. Bora Bora Adasından adına gelen gizemli bir mektup ise adeta kapanan yarasını yeniden açar. 

1942 yazında, II. Dünya Savaşının en hararetli zamanında Bora Bora Adasında görev almak için orduya hemşire olarak katılan Anne, genç, güzel ve nişanlı bir kadındır. Ancak orada hiç hesap etmediği bir durumla karşılaşır. Aşk… Kalbini tutkuyla dolduran, yakışıklı asker Westry Greene karşı koyamaz. Kısa sürede aşkları, adadaki amber çiçekleri gibi filizlenirken, sazdan çatısı olan bir bungalovun altında gizli bir dünyayı paylaşırlar. Ta ki bir gece tüyler ürperten bir cinayete şahit olana kadar... Savaş rüzgârıyla ayrı yerlere savrulan çift, bir daha asla bir araya gelemez. Peki Anne, onca sene sonra çıkagelen bu mektubun izinden gidip taşıdığı vicdan azabını sonlandırabilecek midir? 

Ya siz, araya zaman, mekân, kişiler girse de gerçek aşkın peşinden gitmeye cesaret edebilir misiniz? 
Mart Menekşeleri ile gönüllere taht kuran Sarah Jiodan muhteşem bir başyapıt... Yağmur Sonrası ile tutkunun zaman tanımayan öyküsünü okurken, gözyaşlarınıza hâkim olamayacaksınız. 

"II. Dünya Savaşında Pasifikin tam ortasında kalan, yürek burkan muhteşem bir aşk hikâyesi."
Kristin Hannah''


(Kitabın arka kapağından)


Sarah Jio kitaplarından Türkçeye çevrilmiş olanların hepsini okudum ve sanırım aralarından en çok beğendiğim kitap bu oldu.İçindeki aşk hikayesi olsun,üslubu olsun gerçekten etkileyici bir kitaptı bence.Zaten Sarah Jio kitaplarında hemen kitabın içine girebiliyorsunuz ve adeta olayı yaşıyorsunuz,size kendinizi sıcacık bir ortam içinde bulma fırsatı sunuyor.

 1942 yılında II.Dünya Savaşı'nı konu alan bir kitap.Baş karakterimiz Anne Calloway zengin bir ailenin kızı fakat nişanlı ve çok yakın zamanda evlenecek olmasına rağmen aşkı bulamadığını düşünüyor ama nişanlısına da ihanet etmek istemiyor.Bir gün -yani nişan eğlencesinin olduğu gün- çok yakın arkadaşı Kitty hemşirelik eğitimi aldığı ve Anne evlendiğinde yalnız kalacağından dolayı savaşın olduğu herhangi bir yere hemşire olarak gitmek için kayıt yaptırıyor.Anne ise Kitty'nin yalnız gitmesine göz yummayıp evleneceğini umursamadan kaydını yaptırıyor ve Bora Bora Adası'na gidiyorlar.Macera böyle başlıyor.


(Bora Bora Adası)


 Anne bu adada Westry Green adında çekici ve en önemlisi onunla ilgilenen bir askerle tanışıyor.Başta inkar etse de sonunda ona aşık olduğunu anlıyor.Westry ile bir gün bir Bungalov buluyorlar ve bu yer onların ''aşk yuvası'' oluyor.

 Kitabın arka kapağında yazan cinayete tanık olma olayı ise kitabın sonlarına doğru oluyor ve tahmin ettiğim kişi öldürülüyor.Sanıyorum ki okuyan birçok kişi de kimin öldürüleceğini tahmin etmiştir çünkü çok bariz bir şeydi.


-spoiler

Kitabın başından beri Anne'in Westry ile olan aşkı çok hoştu bence.Fakat sonunda Anne'in Westry'nin peşini bırakması çok saçmaydı.Tamam belki engeller vardı arada fakat ne olursa olsun şıp diye vazgeçmemeliydi bence.

Kitty'nin Anne'i kıskanması,Westry'den hoşlanıp Anne'e kötü davranmasına aşırı sinir oldum.Hele son yerlerde Anne'i Westry'nin onu görmek istemediğine inandırması çok sinirimi bozdu.

Mary'nin kendini asmasına gerçekten çok üzüldüm ve benim için bu beklenmedik bir olaydı.Psikolojisinin bozuk olduğu belliydi fakat kendini öldüreceğini düşünmemiştim.

Atea'yı öldürenin Albay Donahue olduğunu Westry'nin Lance'i ihbar etmemesinden dolayı tahmin etmiştim fakat neden öldürdüğünü bulamamıştım çünkü Atea ve Kitty'yi Lance'ın hamile bıraktığını düşünüyordum.Fakat Albay'ın onları ve birçok kadını hamile bıraktığını öğrenince cidden baya şaşırdım.

Genevieve'in Kitty'nin kızı olması da beni çok şaşırttı ve duygulandırdı.Ayrıca her ne kadar kızsam da Anne'in Kitty'yi affetmesi bölümünde ağladım,ah şu ağlak ben :d

Kitabın sonunda Westry ile buluştuklarında çığlık atmamak için zor tuttum kendimi,çok aşırı şaşırdım çünkü Westry'nin ölmüş olduğunu düşünüyordum.Tabii ki yine ağladım :d

-spoiler

 



Uzun lafın kısası bu kitabı çok öneriyorum.Okurken kendinizi bu sımsıcak aşk hikayesinin içinde bir karakter olarak bulacaksınız.

2 yorum:

  1. bende bu kitabı okudum çok güzel bir kitap.dediğin herşeye katılıyorum.herkese tavsiye edebileceğim bir kitap.....

    YanıtlaSil
  2. Yıl 2020 ve bu kitabı bu kadar geç okuduğum için kendime kızıyorum cidden çok güzel bir kitap ve filmide çıkmaı

    YanıtlaSil